| Kyle'ın Danny'nin odasında yattığını ya da altını ıslattığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تعرف ان كايل يحب ان ينام في غرفة داني او أن كايل كان يبلل سريره؟ |
| Eğer Evan yatağını ıslattığını söylemişse, yatağını ıslatıyordur. | Open Subtitles | إذا قـال أن هذا يبلل الفـراش فهـو يبـلـل الفـراش |
| Yatağını ıslattığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه يبلل فراشه |
| Ayrıca bana savaştan döndüğünde yatağını daha fazla ıslattığını söyledi ve kahkahalarla güldü. | Open Subtitles | هو لم يقل لي أنك رجعت من الحرب تبلل فراشك، وهو يضحك وقتها |
| Sakın bana bu aptal bebeğin altını ıslattığını söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي أن شماكي هو واحد من تلك الدمى التي تبلل سراويلها. |
| Kimsenin 14 yaşına kadar yatağınızı ıslattığını veya kızlık zarınızı bir havuçla bozduğunuzu bilmedikleri yere. | Open Subtitles | حيث لا احد يعلم انك كنت تبلل فراشك حتى الرابعة عشر او انك فقدتي عذريتك بسبب جزرة. |
| Çamaşırhaneden pantolonunu.... ıslattığını söylediler. | Open Subtitles | إنه يعاني من مصاعب ميكانيكية لقد أخبرني عمال الغسيل أنه قد بلل سرواله |
| Yani içeri girip Homer'ın beynine girip neden yatağı ıslattığını öğrenebiliriz değil mi? | Open Subtitles | إذاً نستطيع الولوج إلى داخل عقل (هومر) النائم، ونكتشف لماذا يبلل الفراش! |
| Wilson'un yatağını ıslattığını kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً أن (ويلسون) يبلل سرواله |
| Hâlâ senin yatağını ıslattığını söylese de... | Open Subtitles | بالرغم من أنها قالت أنك لازلت تبلل الفراش، لذا... |
| Yatağını ıslattığını biliyor. | Open Subtitles | تعرف أنك تبلل السرير. |
| Beni nasıl ıslattığını fark ettin mi, bebeğim? | Open Subtitles | هذا ما تسببه لكسي من بلل يا صغيري |