| Mantar var, brüksel lahanası var ıspanak var ve meyve özü ile tatlandırdım. | Open Subtitles | لديك هنا ماشروم ويوجد هنا حلبة وبعض السبانخ وقمت بتحليتها ببعض عصير الفواكه |
| Unger, çalışmasının sonuçları sayesinde insanları "ıspanak yemenin önemi" gibi diğer ebeveyin inançlarını da soruşturmaya teşvik etmesini istediğini yazdı. | TED | كتب أنجر أن نتائجه يجب أن تحث على تحقيقات تتعلق بالاعتقادات الأبوية الأخرى مثل أهمية أكل السبانخ |
| Yetişkinler için dişinizde ıspanak bulmak ile eş değer. | TED | ما يعادل إيجاد بقايا السبانخ على الأسنان لدى البالغين. |
| Sizden, ölü mavi bir ıspanak bitkisini elinde tutmakta olan küçük bir kız hayal etmenizi istiyorum. | TED | أريد منكم جميعاً أن تتخيلوا فتاة صغيرة .تحمل في يدها نبتة سبانخ زرقاء ميتة |
| Hikayem kurutulmuş solmuş ıspanak bitkisiyle başladı ve oradan çok iyi bir yere gitti. | TED | و رغم ذلك, قصتي تبدأ بـ نبتة سبانخ جافة و ذابلة .و كان الأمر يتحسن منذ ذلك الحين |
| -Nereden? Seni bir kere ekmeğini ıspanak sosuna bandırırken yakaladım. | Open Subtitles | رأيتك مرةً تصنع فطيرة سبانخ في خميرة الخبز |
| Çok da mutsuz değildir, tahmin edersiniz ki sebzeler mutsuzdur, yani bildiğimiz gibi ıspanak veya Brüksel lahanası, tıpkı ruh halleri gibi. | Open Subtitles | انه تعيس, بامكانك ان تتخيل الخضار تعيسة جداً', كما نرى' السبانخ او الملفوف |
| Kremalı ıspanak paketleri açılmadan çöpe atılmış. | Open Subtitles | علبة غير مفتوحة من كريمة السبانخ مرمية في القمامة |
| Yo, Çorapköy'ün en havalı kuklası benim, ve ıspanak püresine bayılırım. | Open Subtitles | أنا الدمية الرائعة في بلدة سوكفيلي وأنا أحب السبانخ الملتوي |
| Bir ıspanak kenarını paylaşan iki eski dosttan biraz fazlası olduğumuzu düşünsek bile bu yanlış olur. | Open Subtitles | حتى لوكان من الخطأ أن نفترض أننا لسنا أكثر معارف قدماء يتشاركون السبانخ |
| Birinin kalkıp 'cevap bir başka hap değil' demesi gerekiyor. 'Cevap ıspanak.' | Open Subtitles | على أحدٍ ما أن يقف و يقول بأن الإجابة ليست حبة دواء أُخرى. الجواب هو السبانخ. |
| Bize ıstakoz ezmesi ve kremalı ıspanak getirdi. | Open Subtitles | أحضر لنا هريسة سرطان البحر و السبانخ المدهنة. |
| Harikaydı ama ıspanak yerine neyin revaçta olduğunu tahmin et bakalım. | Open Subtitles | كانَ رائعًا ، لكن خمن مالجديد في السبانخ ؟ |
| Ne timsah yeşili, ne ıspanak yeşili, ne de asit yeşili. | Open Subtitles | كما في السبانخ الأخضر أو الحمض الأخضر .. |
| -Nereden? Seni bir kere ekmeğini ıspanak sosuna bandırırken yakaladım. | Open Subtitles | رأيتك مرةً تصنع فطيرة سبانخ في خميرة الخبز |
| Yani, gerçekten de dişimde ıspanak varmış da kimse bana söylemiyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر كمن يوجد سبانخ بين أسناني و لا يخبرني أحد |
| Krema soslu makarna, krema soslu ıspanak, krema soslu patates kızartması... | Open Subtitles | سباغيتي بالكريم، سبانخ بالكريم، بطاطس مقلي بالكريم. |
| arkadaşlarım,bu,ıspanak, yada pazı, muhtemelen lahana-- ama bence bu ıspanak çünkü onu ısırdım 426 00:18:55,326 -- 00:18:56,592 ve tadı ıspanağa benziyordu. | Open Subtitles | هذه يا صديقي هي سبانخ او شمندر سويسري ربما تكون لفت ، ولكنني أعتقد أنها سبانخ لاني تذوقتها قليلاً ، وطمعها يشبه السبانخ |
| Beyaz Saray'ın bahçesinden gelen malzemelerle yapılmış bir ıspanak salatası var ve her ikinizi evinizde hissettirmek için aşçıdan Güney Georgia bisküvilerinin tarifini getirmesini istedik. | Open Subtitles | وسوف أعمل على أن تكون مسموعة يوجد سلطة سبانخ من حديقة البيت الأبيض وأمرت كبير الطهاة أن يجد وصفةً |
| John her gün bir poşet ıspanak yiyecek değilim. | Open Subtitles | جون , انا لن اكل كيس سبانخ كامل في كل يوم |
| Ama arkadaşım bozuk ıspanak yemiş. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك موعدي أكل سبانخاً سيئاً |
| Dolapta, manavdakinden bile çok ıspanak ve brokoli var. | Open Subtitles | الثلاجة مليئة بالسبانخ و القنبيط اكثر من سوق المزارعين |