| Çünkü geçen Şükran Gününü beraber geçirmiştik. Evet, tabii ki. | Open Subtitles | لاننا قضينا عيد الشكر الاخـير معاً نعم , بلا شك |
| Her neyse, ben de Şükran Gününü burada kutlamayı düşünüyorum. | Open Subtitles | على أية حال, أفكر في عمل حفلة عيد الشكر هنا |
| Benimle Şükran Gününü geçirecek kimsem hiç olmadı. | Open Subtitles | ليس لدى احد لقضاء عيد الشكر معه.. انتى تعلمين؟ |
| Yani, Şükran Gününü kutlayan ilk kişi olmama izin ver. | Open Subtitles | لذا دعينى أكون أول شخص يتمنى لكى عيد شكر سعيد |
| Bak, ikimizde Lux'a ilk gerçek Şükran Gününü vermek istiyoruz. | Open Subtitles | اسمع.. كلانا يريد أن تحظى "لوكس" بعيد الشكر الحقيقي الأول |
| Şükran Gününü Wichita'da geçiremem. Ailem beni bekliyor. | Open Subtitles | لن أقضي عيد الشكر في ويتشيتا لدي عائلة تنتظرني |
| Şükran Gününü evde yalnız geçirmeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريدك ان تبقى وحدك فى المنزل فى عيد الشكر |
| Çocuklar Şükran Gününü hatırladıklarında, bizim kutlamamızı hatırlasınlar istiyorum. | Open Subtitles | عندما يتذكر الأطفال عيد الشكر فأريدهم أن يتذكروا احتفالنا |
| Aslında o belkide son Şükran Gününü ailesi ile harcıyamayışının... utanç verici olduğunu söyledi. | Open Subtitles | في الحقيقه هي قالت انها من المؤسف والمخجل انها لا تستيطع قضاء عيد الشكر الذي قد يكون الاخير لها مع عائلتها |
| Ne duruyorsun? Ben herkese Şükran Gününü anlattım. Ödeşmek için eline bir fırsat geçti işte. | Open Subtitles | أنا أخبرتهم عن عيد الشكر . الآن أنتى يمكنك أن تفعلى مثلى |
| Küçük bir çocuğun ninesine Şükran Gününü hatırlatması gibi. | Open Subtitles | مثل فتى صغير يثير إعجاب جدته في عشاء عيد الشكر |
| Bizimkilerin evinde Şükran Gününü geçirmeden önce yetiştirebileceğinden emin misin? | Open Subtitles | هل انت متأكد من انك سوف تنهي هذا قبل عيد الشكر في بيت والدي؟ |
| Ama bir Şükran Gününü ailem ile geçirmemiştim ve hiç bu kadar memnun olmamıştım. | Open Subtitles | عيد الشكر الوحيد الذي لم أقضه مع عائلتي أقدرهم فيه أكثر من السابق |
| Geçtiğimiz Şükran Gününü annemle geçirip geçirmediğimizi öğrenmek istedi. | Open Subtitles | أرادت أن تعرف اذا ما قضيتُ عيد الشكر الأخير مع أمّي او لا |
| Şükran Gününü annenizle geçirdiğinizi biliyoruz. | Open Subtitles | عرفنا أنكِ قضيت ليلة عيد الشكر مع والدتك |
| Son Şükran Gününü annemle geçirip geçirmediğimi bilmek istiyor. | Open Subtitles | أرادت أن تعرف اذا ما قضيت مع والدتي عيد الشكر أو لا وهل قضيتِ |
| Şükran Gününü ailenle geçireceğin için şanslısın. | Open Subtitles | .. إنَّكِ محظوظة لأنَّكِ ستقضين عيد الشكر مع عائلتك ، يا سيِّدتي |
| Küçük kız Şükran Gününü mahvettiği için özir dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأن طفلة صغيرة أفسدت عيد الشكر الخاص بك |
| Mükemmel Şükran Gününü yaşamaya kararlıyım. | Open Subtitles | انا مصممه لعمل عيد شكر رائع والذي لم احصل عليه آخر مره |
| Ayrıca Şükran Gününü 20 yıldır annenle birlikte kutluyormuş. | Open Subtitles | تقول أنّها كانت تحظى بعيد الشكر مع والدتك لآخر .عشرون سنة الماضية |
| Üzgünüm, bazen sizlerin Amerikan Şükran Gününü ne kadar ciddiye aldığını unutuyorum. | Open Subtitles | متأسفه ، أحياناً أنسى أنتم الأمريكان تأخذون عيدالشكر بجدية |
| Şükran Gününü benimle, hatta eğer istersen benim ailemle geçirebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تحتفلي بعيد الشُكر معي ومععائلتي،إذا.. تعرفين، إذا كنتِ تريدين |