| Kocanızı öldürdüğünden şüphelenilen bir kişi daha dün akşam ölü bulundu. | Open Subtitles | مشتبه به أخر في مقتل زوجك وجد مقتولاً أمس. |
| 2010'dan beri birkaç kiralık katil işi yaptığından şüphelenilen ABD vatandaşı. | Open Subtitles | إنه مواطن أمريكي مشتبه به في عقود قتلٍ متعدده منذ عام 2010 |
| Evet, suçlu olduğundan şüphelenilen ikizlerin büyüğü Başkan Joo Joong Won'un etrafında dolaşıyormuş. | Open Subtitles | نعم الأخت الكبيرة التي كان مشكوك بأمرها كانت كل هذا الوقت إلى جانب الرئيس |
| Bunlar, suçlular ya da suç işlediğinden şüphelenilen kişilerdi. | Open Subtitles | هؤلاء الـ23 شخصاً كانوا كلهم مجرمون مطلوبون ، مخادعون سابقون أو ببساطة أشخاص مشكوك في جرائمهم |
| - Zehirleyerek cinayet işlediğinden şüphelenilen birini aileme yemek pişirmeye mi getirdin? | Open Subtitles | ـ أجل ؟ ـ لذا فقد أحضرت رجلاً مُشتبه به في جريمة قتل عن طريق إستخدام سم |
| Amane Misa, ikinci Kira olduğundan en çok şüphelenilen kişi ve şu anda gözetim altında. | Open Subtitles | أماني ميسا المشتبه بها بكونها كيرا الثاني ، مقبوض عليها الآن |
| Donanma kayıtlarına göre, altı ayını, yamyam olduklarından şüphelenilen ama asla kanıtlanamayan bir kabile olan Jale'lerle geçirmiş. | Open Subtitles | ووفقا لسجلات البحرية، فقد أمضى ستة أشهر في الـ جيل القبيلة التي تمارس أكل لحوم البشر مشتبه بها منذ فترة طويلة لكن لم يثبت أبدا |
| Lycan olduğundan şüphelenilen 200 kişi yakalanmış. | Open Subtitles | مائتي مشتبه فيهم من المستذبين تمإمساكهم،كل حالةتمالتحقيقفيها... |
| John Raymond ve ona yardım ettiğinden şüphelenilen herkes vurulacak. | Open Subtitles | ليُقتل "جون رايموند" وأي مشتبه به فوراً. |
| İkinci Kira olmasından şüphelenilen Misa Amane tutuklandı | Open Subtitles | كيرا الثاني مشتبه به |
| Kilisenin kıdemli üyelerinden Marlon Ammar Çin ajanı olduğundan şüphelenilen biriyle buluştu. | Open Subtitles | (مارلون امار) هو عضو قديم في الكنيسه كان يتقابل مع صيني الجنسيه مشتبه بكونه جاسوس |
| şüphelenilen kimse var mı? | Open Subtitles | وقد أنتجت أي مشتبه بهم؟ |
| Dinle bak, şüphelenilen bir mücevher soygunumuz var. | Open Subtitles | إسمع، لدينا قضية مشكوك فيها لسرقة مجوهرات |
| Resmen, hepsi imha edilmiş, fakat birileri terörist olarak şüphelenilen bir bilimadamı tarafından çalındığını iddia ediyormuş. | Open Subtitles | رسمياً, فقد تم تدميرهم جميعاً لكن كان هناك إدعاء بأن أحد الأسلحة... تم تحويله إلى عالم نووى مشكوك فى تورطه مع إرهابيين. |
| Dinle bak, şüphelenilen bir mücevher soygunumuz var. | Open Subtitles | إسمع، لدينا سرقة مجوهرات مشكوك في أمرها |
| Jack, bir nükleer aygıtın, terörist olarak şüphelenilen bir bilimadamı tarafından çalındığını iddia ediyormuş. | Open Subtitles | (جاك), تم تحويل سلاح نووى إلى عالم نووى مشكوك فى تورطه مع إرهابيين. أنا أبحث عن ملفه الآن |
| "HR'ın patronu olduğundan şüphelenilen şahış gazeteciye saldırdı." | Open Subtitles | "مُشتبه به كرئيس للموارد البشريّة يعتدي على مُراسلة". |
| Bay Morningstar'ın işlediğinden şüphelenilen suç için yani. | Open Subtitles | ... الجريمة التي كان السيد (مورنينغستار) مُشتبه به فيها |
| İşte 1970'e kadar olan, kundaklamalardan şüphelenilen yerlerle birlikte bütün itfaiye haritaları bunlar. | Open Subtitles | هذه الخريطة من سجل العمليات مع الحرائق المشتبه بها منذ 1970 |