| Önce bir şüpheliydi. Şimdiyse onun kurban olduğuna inanmak için bir sebebimiz var. | Open Subtitles | ظهرت بالتحقيقات أولاً على أنها مشتبه به والأن لدينا أسباب لنعتقد أنها ضحية |
| O da bir şüpheliydi ve son kurban Mary Kelly'nin erkek arkadaşıydı. | Open Subtitles | كان أيضا مشتبه به؟ وصديق الضحيه الاخيره ماري كيلي |
| Jack Lee Kemper davasında şüpheliydi. | Open Subtitles | لقد كان مشتبه به في قضية جاك لي كيمبر |
| şüpheliydi, şimdi de danışman mı oldu? | Open Subtitles | لقد كان مشتبهاً به. والآن صار مستشاراً لنا؟ |
| Başka bir adam, masum olmayan, fakat bu suçları işlememiş olan bir adam, ideal bir şüpheliydi. | Open Subtitles | ثمة رجل آخر، لم يكن رجلاً بريئاً ولكنه كان بريئاً من تلك الجرائم كان مشتبهاً به مثالياً |
| Listedeki markalar şüpheliydi efendim, bundan dolayı bazılarını ben seçtim. | Open Subtitles | الصنف على القائمةِ كَانَ مشكوك فيهاَ، سيدي، لذا إخترتُ شيء آخر. |
| Zaten gelir durumu şüpheliydi. | Open Subtitles | حسناً, انه حصل على احتمالات مشكوك فيها |
| Liseli bir genç kızın cinayetinde baş şüpheliydi. | Open Subtitles | كان مشتبهاً رئيسياً في جريمة قتل فتاة المرحلة الثانوية |
| Wes Baxter baş şüpheliydi ancak tüm suçlamalardan aklandı. | Open Subtitles | (ويز باكستر) كان مشتبه رئيسي لكنّه برّأ في التحقيق |
| Wes Baxter baş şüpheliydi ancak tüm suçlamalardan aklandı. | Open Subtitles | (ويز باكستر) كان مشتبه رئيسي لكنّه برّأ في التحقيق |
| Jenkins öldürüldü. Durum çok şüpheliydi. | Open Subtitles | قتل " جينكز " و أصبح مشتبه به |
| Madem bir şüpheliydi... | Open Subtitles | إذا كان مشتبه به، من... |
| Bernhard Thorell, kiralık katil tuttuğu gerekçesiyle şüpheliydi. | Open Subtitles | (بيرنارد ثورل) مشتبه به انه استأجر قاتل |
| - Ama henüz şüpheliydi suçu kanıtlanmamıştı. | Open Subtitles | ولكنه كان مشتبهاً به ، وليس مدان ؟ |
| şüpheliydi. | Open Subtitles | حسناً, لقد كانت مشتبهاً به |
| Rick bir şüpheliydi çünkü karısını öldürmek için iki sebebi vardı... | Open Subtitles | كان (ريك) مشتبهاً به لأنه كان لديه دافعين لقتل زوجته... |
| Çok şüpheliydi. | Open Subtitles | مشكوك في أمرها |