| Düşündüğüm gibi, kurşun, şah damarını yırtmış. | Open Subtitles | على ما أعتقد أن الرصاصة قد اخترقت الشريان السباتي |
| Cinayet aleti beyin sapını geçip şah damarını içten delmiş. | Open Subtitles | السلاح عبر من قشرة الدماغ وأخترق الشريان السباتي الداخلي |
| Bu yaraya her ne sebep olduysa önce sağ dış şah damarını enlemesine kesmiş olmalı. | Open Subtitles | وكان أيّاً ما تسبب به ليقطع أولا الشريان السباتي الظاهر الأيمن. |
| Şuradaki arteriyel püskürmelere bakılırsa katil, kurbanın şah damarını ilk darbeyle kesmiş. | Open Subtitles | والدم الشريانيّ المنبجس هنا يشير إلى أنّ القاتل قطع الشريان السباتيّ بالطعنة الأولى |
| Şuradaki arteriyel püskürmelere bakılırsa katil, kurbanın şah damarını ilk darbeyle kesmiş. | Open Subtitles | والدم الشريانيّ المنبجس هنا يشير إلى أنّ القاتل قطع الشريان السباتيّ بالطعنة الأولى |
| Kıpırdarsan, eli kayabilir ve kazayla şah damarını kesebilir. | Open Subtitles | اذا تحركت قد تنزلق و ينكسر وريد عنقك |
| Daha iyi yolunu biliyordu. Neşteri alır ve şah damarını keserdi. | Open Subtitles | انها تعرف أفضل من ذلك، لكانت ستستخدم المشرط و تقطع الوريد السباتي |
| Sonra üçgenin ucu, aşağı doğru devam etti ve şah damarını enlemesine kesti. | Open Subtitles | ثم إستمر رأس المثلث نحو الأسفل قاطعاً الشريان السباتي. |
| Ama yerine ve yönüne bakarsak, bu yara şah damarını kesmiş olabilir. | Open Subtitles | لكن بناءاً على المكان والإتجاه، كان الجرح ليقطع الشريان السباتي. |
| Sanal otopsi verilerine göre, bıçak girdiğinde şah damarını kesmiş, Doug felç olmuş ama ölmemiş. | Open Subtitles | عندما دخلت السكينة فصلت الشريان السباتي مما " شل حركة " داغ لكن لم تقتله |
| Biri, sol şah damarını kesmiş. | Open Subtitles | واحدة قطعت الشريان السباتي اليساري |
| Bu da şah damarını kesmiş olmalı. | Open Subtitles | هذا من شأنه أن يقطع الشريان السباتي |
| Ve büyük final için 6 santimlik kesik, kulaktan kulağa, şah damarını kesmiş. | Open Subtitles | و النهاية الكبيرة... جرح بعمق 6 سنتيمتر،... من الأذن للأذن، مؤدي إلى قطع الشريان السباتي. |
| şah damarını zedeleyen çentikli, yüzeysel yaralar. | Open Subtitles | ثقبت الشريان السباتي |
| şah damarını. | Open Subtitles | الشريان السباتي |
| Karındeşen Jack bana şah damarını kesmenin faydalarını gösterdi zamanında. | Open Subtitles | عرفني السفاح (جاك) بمزايا تقطيع الشريان السباتي |
| - şah damarını kontrol ediyorum. | Open Subtitles | - فحص الشريان السباتي. |
| Şuradaki arteriyel püskürmelere bakılırsa katil, kurbanın şah damarını ilk darbeyle kesmiş. | Open Subtitles | والدم الشريانيّ المنبجس هنا يشير إلى أنّ القاتل قطع الشريان السباتيّ بالطعنة الأولى |
| Kıpırdarsan, eli kayabilir ve kazayla şah damarını kesebilir. | Open Subtitles | اذا تحركت قد تنزلق و ينكسر وريد عنقك |
| Daha iyi yolunu biliyordu. Neşteri alır ve şah damarını keserdi. | Open Subtitles | انها تعرف أفضل من ذلك، لكانت ستستخدم المشرط و تقطع الوريد السباتي |