| Bu komikli şapkanın size ait olup olmadığını bilmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد أن يعرف إن كانت هذه القبعة المضكحة تخصك. |
| Eve gittim ve bu şapkanın ilk örneğini yaptım. | TED | ومن ثم ذهبت إلى المنزل، وقمت بعمل النوذج الأولي لهذه القبعة. |
| Bu şapkanın tepesi, bir sezon kova gibi olurdu sonraki sezonsa kaşık gibi. | Open Subtitles | فى موسم يكون شكل هذه القبعة مثل الدلو فى الموسم التالى يكون بشكل الملعقة |
| Çünkü bu şapkanın üzerindeki süslerden biri haline gelmekten hoşlanacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | لأنّي أشكّ بأنّكِ ستستمتعين بتحوّلك لمجرّد زخرفة أخرى على هذه القبّعة |
| şapkanın üzerine koyduğunu söylememiştin bütün geceyi süpürge üstünde mahalleyi dolaşarak mı geçirdin? | Open Subtitles | لاتقولي بأنكِ ارتديت قبعة سوداء مخروطية وقضيتِ الليل تطيرين حول الحي بمكنسة؟ |
| -Şapkadan tavşanlar çıkaracağım. -Tavşanlar şapkanın içine sıçacaklar. | Open Subtitles | سأخرج الأرانب من قبعتي ستوسخ الأرانب قبعتك |
| Böylece leş kokulu tavşan tüm bu zaman boyunca şapkanın içindeydi. | Open Subtitles | لذا ان الارنب المقرف في القبعه طوال الوقت. |
| şapkanın arkasında minik bir kayış olmasını istiyorum. Benden bunu alırsın. | Open Subtitles | وعندما تشترى لى القبعة الرياضية أريدها بشريط صغير فى الخلف |
| Minicik bir kamerayı, bu battal boy şapkanın içine yerleştirdik. | Open Subtitles | استطعنا إيجاد كمرا صغيرة تتسع لدخول هذه القبعة |
| Hayır! Beni öldürme! şapkanın içindeki kameranın içinde kaset olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لا ، لا تقتلني ، لم أعلم أن هناك شريط بكميرا القبعة |
| Ona şapkanın sizde olmadığını söylediğinizi biliyorum çünkü onu tekrar görmek istemiyordunuz, ve daha sempatik olarak ki ben de görmek istemezdim ama şapkayı gerçekten geri almam gerekiyor. | Open Subtitles | أعلم أنك أخبرته بأن القبعة ليست عندك لأنك لم تريدي رؤيته ثانية ولا أستطيع أن أشفق عليه. ولكني أحتاج إلى استعادة القبعة. |
| Şu eski şapkanın işi yok artık, git üstünü değiştir. | Open Subtitles | هذه القبعة القديمة لا فائدة منها اذهب وغيّر ملابسك |
| şapkanın içini biraz daha karıştırmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما تريد أن توسع نطاق بحثك . إلى الجوانب الداخلية من القبعة |
| Bugünlerde şapkanın rengi ne? | Open Subtitles | ما لون القبعة التي ترتديها في هذه الأيام |
| Bu sabah olay yerine gittiğinde, şapkanın uçtuğunu söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | قُلت بأنّ القبعة كانت تعوم عندما وصلت إلى مسرح الجريمة هذا الصباح؟ |
| Aptalca bir şey dediğimde şapkanın aptalca olduğunu kastetmedim. | Open Subtitles | عندما قلت أن ذلك غبي، لم أقصد أن القبعة كانت غبية. |
| Belki de Bayan Brookmire, bu şapkanın yeşilini seversiniz. | Open Subtitles | ربما سيدة بروكماير تفضلين هذه القبعة باللون الأخضر |
| - Bu şapkanın 70 yıldan beri bu durumda olması imkansız.. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون هذه القبّعة هنا منذ سبعين عاماً |
| şapkanın çalışmasını sağlamamı bu yüzden istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لهذا تريدني أن أجعل القبّعة تعمل، أليس كذلك؟ |
| Solucanlı şapkanın ne olduğundan pek emin değildik. | Open Subtitles | نحن لم نكن متأكدين ما هي قبعة الدودة، صح؟ |
| Ahbap, arka bahçede 45 dakikayı bir şapkanın içine lahana çorbası sıçarak geçirdim. | Open Subtitles | "ياصاح ، لقد قضيت 45 دقيقة أتغوط "البروكلي داخل قبعة في الساحة الخلفية |
| şapkanın sende kalmasını istiyorsan onu çantana sok ve bir daha çıkarma. | Open Subtitles | اذا اردت أن تسترجع قبعتك وتكون لك وليست لي أقترح أن تضعها في حقيبتك وتبقيها هناك |
| Gelecek sefer bir sihir gösterisi izlediğinde, tavşan tüm zaman boyunca şapkanın içindeydi. | Open Subtitles | اوه! في المره القاده التي تري فيها عرض سحري, يبقي الارنب في القبعه طوال الوقت. |
| Fakat veritabanındaki bilgilerle karşılaştırdığım zaman şapkanın üzerindeki bir başka örnekle uyum bulundu. | Open Subtitles | لكن عندما قارنته بعينات حالة أخرى , تطابق مع مرشح آخر للقبعة |