Boston'daki yargıçla konuştum, şartlı tahliyeyi kabul edecek. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع القاضي في بوسطن و سيوافق علي اطلاق السراح المشروط |
Özürler, şartlı tahliyeyi bekleyen mahkûmlar içindir. | Open Subtitles | الاعتذارات هي للمدانين الذين يبحثون عن اطلاق السراح المشروط |
Yanılıyorsam düzelt, suçlularla takılan suçlular, şartlı tahliyeyi ihlâl eder. | Open Subtitles | صححوني اذا اخطأت, لكن مجرد كونك حول مجرمين هي مخالفة اطلاق السراح المشروط |
Bir muhbirle işbirliği edip, şartlı tahliyeyi ihlal ederse hükmü geri çekerler. | Open Subtitles | إن انتهك إطلاق السراح المشروط .. بالتعامل مع مجرم معروف فبإمكانهم إبطال الزواج |
Bu yüzden de kurul, şartlı tahliyeyi reddetmesini bekliyor. | Open Subtitles | الذي هو كل ما تٌريده اللّجنة لسماعه لرفض إطلاق السراح المشروط |
şartlı tahliyeyi bir kez bile ihlal edersen, aynı şartlarla buraya geri döneceksin. | Open Subtitles | و إن انتهكتِ إطلاق سراحك المشروط مرة واحده فستعودين إلى هنا |
...bu yüzden şartlı tahliyeyi kaldırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | ذلك سبب إلحاحي عليك لرفض إطلاق السراح المشروط |