| Artık yapmamız gereken tek şey bu gece şelaleye dönüp büyüyü yapmak. | Open Subtitles | كل ما يتبقى الآن هو أن نعود إلى الشلال ونقوم بعمل التعويذة |
| Çekim gücü nehir olsun ve şelaleye doğru aksın. | Open Subtitles | الجاذبية هي النهر الذي يتدفّق صوب الشلال وشعاع النور هو الزورق |
| şelaleye doğru uzun bir yürüyüşe çıktım, 5 km yolum kaldı sanıyordum halbuki 15 km kalmış bende suya doğru koşmaya başladım, en sonunda da yorgunluktan kustum Tuvalete gitmem lazım | Open Subtitles | إذا، تسلق الشلال لكني بالطبع توقعت أنه 3 أميال بدل من تسعة ونفذ الماء مني و تقيأت |
| Şimdi rap müzik ve sokak dansı yapmadan sessiz ve çabuk bir şekilde şelaleye yürüyeceğiz. | Open Subtitles | الآن، سنمشي إلى الشلالات بسرعة وفي هدوء بدون موسيقى راب أو رقص |
| Eğer bu olmaya başlarken şelaleye varamazsak oraya bir daha asla ulaşamayız. | Open Subtitles | وإن لم نبلغ الشلالات عندئذ، فلن نبلغها أبداً |
| O yüzden üstüne sıkı bir şeyler al. şelaleye gidiyoruz. | Open Subtitles | ارتدي ملابساً ثقيلة، لأنّنا ذاهبون إلى الشلالات. |
| şelaleye gidip romantik bir akşam geçirmeyi planlıyorken çünkü bildiğiniz gibi çocuklar ve iş yüzünden bunu pek yapamıyoruz... | Open Subtitles | بينما كنا ننوى الذهاب للشلالات المائية و نحظى بأمسية رومانسية. لأننا، كما تعلم لا نحظى بهذا كثيراً، بسبب الأولاد و العمل. |
| Bu şelaleye dalmanın iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Yüksekliği 12 metreydi. | Open Subtitles | حسبت الغوص في ذلك الشلال الذي بطول 40 قدماً فكرة جيّدة. |
| Evet ama bebeğim bir şelaleye fille gittiğimizi hayal et ve sonrada şelalede seviştiğimizi. | Open Subtitles | حسناً , صحيح , ولكن يا حبيبتي تصوري ركوب الفيل إلى الشلال وبعدها ممارسة الحب في ذلك الشلال |
| Eğer horizonda bir şelale varsa ve siz o şelaleye bakıyorsanız diyorsunuz ki: "Su çok yavaş akıyor!" | TED | اذا كان لديك شلال هناك، هناك بالضبط في الأفق. تنظر ناحية الشلال وتقول، "أوه، المياة تسقط ببطء شديد." |
| Görüşüme göre, Ben onu burada öldürüp şelaleye götürdü. | Open Subtitles | أعتقد أن "بين" قتلها في هذا المكتب ثم أخذها إلى الشلال. |
| Büyük bir şelaleye doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | . لقد وصلنا لنهاية منحدر الشلال |
| Kızgın Roninlerle yaptığı savaş, donmuş şelaleye tırmanışı, son kalan kırmızı şakayık'ı bulması. | Open Subtitles | "مقاتلة" المرتزقةالغاضبين, تسلق "الشلال الثلجي" ايجاد "القاوانيا الحمراء" |
| şelaleye gitmek ister misin? | Open Subtitles | فى بانكوك أتريد الذهاب إلى الشلال ؟ |
| Önce şelaleye gidin. Ben beklerim. | Open Subtitles | اذهبا إلى الشلالات أوّلاً، بوسعي الإنتظار. |
| - Cesetlerini kümes teline sarıp şelaleye attım. | Open Subtitles | لـفيت جـثثهم بـأسلاك الدجـاج ورميتـهم من أعلى الشلالات |
| Dere sağda yukarıda. Oraya vardık mı şelaleye kadar takip edeceğiz. | Open Subtitles | الجدول هُناك بالأعلى، عندما نصل إلى هُناك، سنتبعه إلى الشلالات. |
| Sen bizi şelaleye yine götürmeden önce bir 12 yıl daha geçecek dedim. | Open Subtitles | ستكون أمامك 12 سنة آخرى ، لأخذنا إلى الشلالات ... |
| Sonra şelaleye gideriz. Olur mu? | Open Subtitles | بعدها سنذهب إلى الشلالات أتفقنا؟ |
| Sonunda şelaleye gelebildik. | Open Subtitles | أخيراً وصلنا للشلالات! |
| Rodney, şelaleye bak. | Open Subtitles | أنظر للشلال أنه رائع, ها؟ |
| Bar burada. şelaleye gelince... | Open Subtitles | البار ها هو البار الآن شلال الماء |