| Belki Curtis'in son film fikri hakkında bir şey biliyordur. | Open Subtitles | ربما هو يعرف شيئا ما عن فكره اخر افلام كورتيس |
| İşte hep böyle, belki birileri bir şey biliyordur ama siz dinlemeyin. | Open Subtitles | هذا هو الأمر . لا يستمعون لأي أحد الذي ربما يعرف شيئا. |
| Evet, evet, sanırım Clark o isimle ilgili birkaç şey biliyordur. | Open Subtitles | نعم، نعم، أعتقد كلارك يعرف شيئا أو اثنين عن هذا الاسم. |
| Belki bir şey biliyordur ya da kocasına ne olduğunu biliyordur. | Open Subtitles | ربما تعلم شيئًا أو شيئًا عما حدث لزوجها |
| Veya bilmediğimiz bir şey biliyordur. | Open Subtitles | أو أنها تعلم شيئًا نجهله |
| Belki bizim bilmediğimiz bir şey biliyordur, çok zamanının olmadığı gibi. | Open Subtitles | ربما تعرف شيئا لا نعرفه مثل انه لم يتبقى لها الكثير من الوقت |
| Belki bir şey biliyordur. | Open Subtitles | ربما تعرف شيئا عنها. |
| ...belki bir şey biliyordur ama ne bildiğini bilmiyordur. Demek istediğimi anladınız mı? | Open Subtitles | ربما يعرف شيئا ولكنه لا يعرف انه يعرفه |
| Umarım biri bir şey biliyordur. | Open Subtitles | على أمل أن يكون أحدهم يعرف شيئا |
| Belki bizim bilmediğimiz bir şey biliyordur. | Open Subtitles | ربما يعرف شيئا نجهله. |
| Belki Wesen Konseyi bir şey biliyordur ama öyleyse bile söyleyeceklerini sanmam. | Open Subtitles | ربما مجلس (الفسين) يعرف شيئا على الرغم من أنني أشك انهم سيخبروننا اذا كانوا يعلمون |
| Ya da Korsikalı fahişeyi. Benden daha çok şey biliyordur. | Open Subtitles | (أو عاهرة (كوغس ربما تعرف أكثر منّي |