| Yapabilecekleri tek bir şey biliyorum o da adayı terk etmek. | Open Subtitles | أعرف شيء واحد يقدروا عليه هو أنهم يرحلون من الجزيرة |
| Nasıl ve neden bilmiyorum, fakat bir şey biliyorum, buralarda kalmayacağım. | Open Subtitles | ولكنني أعرف شيء واحد وهو أنني لن أنتظر هنا |
| Ve sana hala bir eldiven gibi uyacak bir şey biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف شيئاً ما يزال مناسباً لك كما يناسب القفّاز اليد. |
| Sanki kendime daha çok güveniyorum, daha çok şey biliyorum. | Open Subtitles | مثل أنني أشعر بثقة أكثر و أنني أعرف أشياء أكثر |
| Bahçe işlerini evde yapardım, Rönnbo, Bu yüzden bir iki şey biliyorum. | Open Subtitles | أنا اقوم بالبستنة في المنزل,و التزيين, لذا أنا أعرف شيئا أو اثنين. |
| Bir şey biliyorum, elinde bir kanıt olsaydı buradan birisi mutlaka tutuklanırdı. | Open Subtitles | أعلم شيء واحد لو أن بيده دليل لتم القبض على أحد هنا |
| Bu adada yüz günden fazla zaman geçirdim. Çok şey biliyorum. | Open Subtitles | أمضيتُ ما يربو على المئة يوم على هذه الجزيرة، أعرف الكثير |
| Tek bir şey biliyorum ki şimdi artık değişiklik zamanı zihinlerin değişimi zamanı. | Open Subtitles | أعرف شيء واحد مع هذا حان وقت الثورة ثورة العقل |
| Ama korsanlar hakkında bir iki şey biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعرف شيء أو إثنان حول القراصنة |
| Bende yalnız olmak ile ilgili bir iki şey biliyorum. | Open Subtitles | ويُصادف أنّني أعرف شيئاً أو إثنين عن كون المرء وحيداً. |
| Sanırım, onu bu davranışında vazgeçirebilecek bir şey biliyorum. | Open Subtitles | أعرف شيئاً قد يغيّر تفكيره عن ذلك السلوك |
| Ayrıca polis şefini kölem yapabilecek birkaç şey biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف شيئاً أو اثنين عن رئيس الشرطة هنا |
| Ben bu konuda inan bana senden çok daha fazla şey biliyorum | Open Subtitles | ربما أنا لست ناضج ، لكنني أعرف أشياء عن الإغراء و العلاقات لا تعرفيها أنتي |
| Daha iyi bir şey biliyorum. Bir yönetici arayan gece kulübü sahibi bir dostum var. | Open Subtitles | أعرف شيئا أفضل صديق لى يملك ملهى ليلى و يحتاج لمدير |
| Seni daha iyi hissettirecek bir şey biliyorum. | Open Subtitles | حسنا، اه، وأنا أعلم شيء سوف تجعلك تشعر بأنك أفضل. |
| Bir şey daha var, ne olduğunu tam çıkaramıyorum. Bir sürü şey biliyorum, ama bunu bilmiyorum işte. | Open Subtitles | هناك شيء آخر لا أعرف تماماً ما هو أعرف الكثير, لكنني لا أعرف هذا بالتحديد |
| Haklısın Marty. Zaten çok şey biliyorum. | Open Subtitles | أنت على حق يا مارتي أنا أعلم الكثير بالفعل. |
| Adamım, ona alabileceğin onun dudağını uçuklatacak bir şey biliyorum. | Open Subtitles | يا رجل، أعلم شئ تحضره لها سوف يعجبها بشدة |
| Biliyor musun, geçenlerde düşündüm de, hakkında çok az şey biliyorum. | Open Subtitles | أتعلمين؟ كنت أفكر ذلك اليوم, و أعلم أنني أعرف القليل جداً عنك |
| Bir sürü şey biliyorum ben. Ve bir sürü şey yapabiliyorum. | Open Subtitles | أعرف أموراً كثيرة، وبوسعي فعل الكثير |
| Haberler hakkında, babalarının, Harvard'a pipo içip, göstergebilim hakkında konuşsunlar diye eşek yüküyle para verdiği insanlardan daha çok şey biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف الكثير من الأمور عن الأخبار أفضل من أشخاص دفع لهم أبائهم نقوداً ليدخنوا السيجار ويتكلموا علىطريقةجامعة"هارفارد". |
| İlgini çekecek bir şey biliyorum. | Open Subtitles | - ...ستقول - أنا أعرف شيئ أنت مهتم به |
| Bir şey biliyorum. Bugüne kadar her gün üç pound kaybettim. | Open Subtitles | أنا اعرف شيئا واحدا,أنا افقد ثلاثة ارطال في اليوم حتي اليوم |
| Ben lisede oyunu yöneten oyuncuydum, Bu yüzden amigolar hakkında bir iki şey biliyorum. | Open Subtitles | الآن، لقد كنتُ ظهيراً ربعياً بالمدرسة الثانوية، لذا أعتقد أنّي أعرف أمراً أو أمرين حول المُشجّعات. |