| Şimdi, bu resmi yapan ressam "Bir şey eksik. Nedir acaba?" diyor. | Open Subtitles | الأن الفنان الذي رسم تلك الصورة يقول هنالك شيء مفقود ماهو؟ |
| -Tuhaf değil mi? Yine dördümüz birlikteyiz, ama tabii ki bir şey eksik. | Open Subtitles | ها نحن مجددًا، أربعتنا معًا ولكن، بالتأكيد هناك شيء مفقود |
| Hayatında bir şey eksik gibi. Bilemiyorum gerçek aşk belki de. | Open Subtitles | هناك شيء مفقود في حياته لا أعرف، الحب الحقيقي ربما |
| Teorik olarak formül doğru, ama bir şey eksik. | Open Subtitles | , نظرياً هذه المعادلة كاملة , لكن هناك شئ مفقود |
| Evet, bir şey eksik. Kıçını o küçük şeyden çıkar. | Open Subtitles | نعم هناك شىء ما مفقود فلتأتى . بمؤخرتك فوق هذا الشىء الصغير |
| - Sadece, tek bir şey eksik. | Open Subtitles | ينقصنا شيء واحد |
| Sanırım bazı görüntüler eksik. Ya da görüntülerde bir şey eksik. | Open Subtitles | أظن أنّ هناك مقطع مفقود أو أنّ هناك جزء مفقود من المقطع. |
| Çok önemli bir şey eksik sanki. | Open Subtitles | لكنه يخيفني على الأغلب أشعر أن هناك شيء ناقص |
| Evet. Şimdi gördüm. Bir şey eksik gibi geliyor. | Open Subtitles | اجل, لقد توقفت للتو, انى اشعر كان هناك شيء مفقود |
| Işık sizin için çok açık. Bir şey eksik: | Open Subtitles | الضوء واضح للغاية من أجلكم هناك شيء مفقود |
| Herhangi bir şey eksik mi bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج إلى التجول لرؤية إن كان هناك شيء مفقود |
| Beach Boys ve Billy Joel plakları arasında bir şey eksik. - The Beatles. | Open Subtitles | " هناك شيء مفقود بين أسطوانة " بيتش بويز " و " بيلي جويل |
| Hiç bir şey eksik değil. Hiç bir şey çalmadım. | Open Subtitles | لا يوجد شيء مفقود لم أسرق شيئاً |
| Ama bir şey eksik, Thomas? | Open Subtitles | - لكن هناك شيء مفقود - من أين يأتي هذا ؟ |
| Biliyorum ama bir şey eksik. | Open Subtitles | أعرف، ولكن هناك شيء مفقود. |
| Ama bir şey eksik... Evet, aha... | Open Subtitles | لكن هناك شيء مفقود, نعم |
| -Hayır, kesinlikle bir şey eksik. | Open Subtitles | لا، هناك شيء مفقود بالتأكيد. |
| Çok saçma. Hiçbir şey eksik değil. | Open Subtitles | هذا غير منطقي ، لا يوجد شئ مفقود |
| - Hala bir şey eksik. - Öyle mi? | Open Subtitles | فمازال هناك شئ مفقود |
| - Hala bir şey eksik. | Open Subtitles | -و مازال هناك شئ مفقود |
| Bir şey eksik. | Open Subtitles | . هناك شىء ما مفقود |
| Bir şey eksik. | Open Subtitles | . أظن أن هناك شىء ما مفقود |
| Sadece bir şey eksik. | Open Subtitles | بالتأكيد لكن ينقصنا شيء واحد |
| Bence senin kafanda bir şey eksik. | Open Subtitles | -أظن أنّ هناك جزء مفقود من عقلك . |
| - Ama yine de bir şey eksik gibi. | Open Subtitles | وتقليل درجة حرارة الهيكل الرئيسي، ومع ذلك هناك شيء ناقص |