| - Burada bize ölüm sebebini verecek bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شيء هنا يمكنه أن يمدنا بسبب الوفاة. |
| Bu kayacın içinde, gelmiş geçmiş en ağır kayanın ağırlığında bir şey olmalı. | Open Subtitles | لأنه لابد من وجود شيء في داخل الصخرة الأثقل في الوجود. |
| Korkunç bir şey olmalı. Neyse ki ben bahçe işlerinden anlarım. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ هذا فظيع، ولحسن الحظّ لديّ ملكة البستنة |
| Ta buralara kadar geldiğine göre seni buraya getiren özel bir şey olmalı. | Open Subtitles | أعني، لا بدّ أنّ هنالك طبقاً مميّزاً يجعلكَ تقطع كلّ هذه المسافة لأجله |
| Farklı bir şey olmalı. Doğru ya, karımı becermiştin. | Open Subtitles | لا بد من وجود شيء آخر نعم صحيح، وطأت زوجتي |
| O kitaplardan birinde o ilahiyi çevirmemize yardımcı olacak bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شيء بكتاب الساحرات يساعدنا بترجمة تلكَ الترنيمة |
| Onun için yapabileceğimiz başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود شيء .آخر يمكننا فعله لأجلها |
| Kural kitabında bir böceğe ev sahipliği yapmanın bir kuralı gibi bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شيء في كتاب القوانين حول تأدية دور مضيف لحشرة. |
| Sihrinin olması ve işe yarar olmak güzel bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه مِن الجميل أنْ يمتلك المرء سحراً ويكون مفيداً |
| Şimdi bir şey olmalı. Bir tane de bende var. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها هواية له الآن فقد وصلتني واحدة أيضاً |
| Giyinmek, senin için yeni bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من أن ارتداء الملابس تجربة جديدة لك |
| Hayatı boyunca bunu sır olarak saklamak berbat bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذا كان فظيعاً. أن يكون عليك الاحتفاظ بالسر طيلة حياتك |
| Polisliği iyi mi kötü mü yaptığından emin olamamak üzücü bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ ذلك مثير للمشاعر لعدم معرفتكِ إذا كنتِ شرطيّة جيّدة أم لا |
| Oradan oraya taşınmak hoş bir şey olmalı. | Open Subtitles | إذاً، أنتم تنتقلون من مكان إلى مكان لابد أن هذا جميل |
| Onu ele verecek bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه شئ كان سيتسبب فى تجريمه |
| Doktor. Sana güvendiğimi söyleniyorum ama yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسناً يا دكتور ، أنا لا أثق بك لكن لابد من وجود شئ يمكنك فعله |
| William'ın söz ettiği, Jennifer'ın son nefesini verirken onayladığı şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون ما وعد وليام وجنيفر اكدت عندما كانت تحتضر |
| Benim öfkelendiğim şeyler sizinkilerden farklı, yani bu işin içinde başka bir şey olmalı. | TED | الأسباب التي تثير حنقي مختلفة عن أسبابك، لذا لابد من أن وجود شيء ما يحدث. |
| Ama düşün. Gücü kesmek için başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | فكّر و حسب لا بدّ من وجود شيءٍ آخر لقطع التغذية |
| Onunla ilgili bilmediğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود شيئٍ ما أنا لا أعرفه |
| Yalvarıyorum, seni taklit ederek yapabileceğim başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | أنا أتوسل إليك لابد وأن هنالك شيء بديل أستطيع إنتحال شخصيتك بفعله |
| Ne yaptık bilmiyorum ama korkunç bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا اعرف ماذا فعلنا لكنه يجب أن يكون شيء رهيب |
| Hadi, erkeklerin nefret ettiği yapabileceğimiz eğlenceli bir şey olmalı. | Open Subtitles | هيا، كما تعلمون، هناك، هناك يجب أن يكون شيئا متعة يمكننا أن نفعل أن الرجال سوف يكرهون. |