| - Bir şey söyle. - Beş dakikadır bunu deniyorum. | Open Subtitles | حسناً ، قل شيئاً إني أحاول ذلك منذ خمس دقائق |
| Akıllıca bir şey söyle ya da kaçmaya hazır ol. | Open Subtitles | لذا قل شيئاً ذكياً أو استعد للجري بأقصى سرعة |
| Bir şey söyle de parayı sana vereyim olur mu? | Open Subtitles | أنتِ, قولي شيئاً ما, عندها سأعطيك المال, مارأيك؟ |
| -Bir şey söyle. -Bundan hala kurtulabiliriz. | Open Subtitles | ـ قل شيء, أيها اللعين ـ نستطيع ان نخرج من تلك المحنة, يا رجال |
| Daha önce konuştuğun gibi konuş benimle. Lütfen, bir şey söyle. | Open Subtitles | تكلم معي عن الطريق التي نسير فيها ارجوك ، قل شيئا |
| Sen de benim hakkımda korkunç bir şey söyle de ödeşelim. | Open Subtitles | قل شيئًا مريعًا عنّي حتّى نصبح متعادلان |
| Bir şey söyle de iyi olduğunu bileyim tatlım. | Open Subtitles | قولي شيء فحسب يا عزيزتي، لأشعر أنكِ بخير. |
| Tatlım, bir şey söyle. | Open Subtitles | أستطيع تحويل غرفة الضيوف إلى غرفة أطفال عزيزتي قولي شيئا |
| Öyle bir şey söyle ki bunun tuzak olmadığını anlayayım. | Open Subtitles | ما اسمُك؟ أخبرني شيئاً يجعلني أُصدقُ أن هذا ليس فخاً |
| Max hayattaysan bir şey söyle, sinir edici bir şey. | Open Subtitles | ماكس ، إذا كنت على قيد الحياة قل شيئاً ما قل شيئاً ما مزعج |
| Hadi ama, bir şey söyle. Git kendini becer de bana. | Open Subtitles | هيا قل شيئاً ما أخبرني أن أذهب وألعن نفسي |
| - Bir şey söyle. | Open Subtitles | وسائلهم وتكتيكاتهم, أيتها العميلة الخاصة قولي شيئاً |
| Şimdi ya vaktime değecek bir şey söyle ya da git hayvanını koklaya koklaya bul. | Open Subtitles | الآن, إما قولي شيئاً يستحق وقتي أو إذهبي للشم وراء حيواناتك أو عودي كما تشائين مباشرة إلى |
| Çok güzel biri. Zeki bir şey söyle. | Open Subtitles | إنها جميلة ، قل شيء ذكي |
| Şimdi komik bir şey söyle ki sana saldırabileyim. | Open Subtitles | و الآن قل شيئا مضحكا قل شيئا مضحكا لكي أهجم عليك، هيا |
| Bir şey söyle, senin de artık başka çaren yok nasılsa. | Open Subtitles | .قل شيئًا .الآن ليسَ لديّ أيّ خيار آخر |
| Gücüm yok, o yüzden bitirmek için bir şey söyle. | Open Subtitles | قولي شيء لتنهي الأمر فليس لدي القوة |
| Kilerde duran tek şeydi. Pekala cadı, bir şey söyle. | Open Subtitles | أنه كان الوحيد لدى بودجى حسنا ، قولي شيئا |
| Bana bu gücünle yapabileceğin bir tek faydalı şey söyle. | Open Subtitles | أخبرني شيئاً مفيداً يمكنك فعله بهذه القدرات |
| İyi bir şey söyle. İki dakikan var. | Open Subtitles | قولي شيئًا لطيفًا لديك ثانيتين |
| Tamam,tamam, OKsadece birtek şey söyle bay milyoner | Open Subtitles | حسناً حسناً. فقط أخبرني شيء واحد يامليونير أنت غني, إذن لماذا تتصل من هاتف عمومي؟ |
| Lütfen bir şey söyle. | Open Subtitles | وقد بدأتُ أقلق أرجوك قُل شيئًا! |
| Bana Rusça bir şey söyle. | Open Subtitles | قل شئ باللغه الروسيه لا |
| Madem öyle, bilmem gereken bir şey söyle. Sadece bir şey. | Open Subtitles | اخبرني بشيء واحد فقط يجب ان اعلمه عنك، شيء واحد فقط |
| Ufak bir gülücük ve... bir şey söyle, öylesine. | Open Subtitles | فقط إبتسامة ابتسامة صغيرة قولي شئ مرتجلا لا يلائم ذلك الموقف الحقيقي |
| - Merhaba Dan dayı. - Bir şey söyle. | Open Subtitles | ـ مرحباً, عم دان ـ قُل شيئاً ما |