| Bunun anlamı ise, nadir şeyler bile muhtemelen çok sayıda olabilir. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه حتى الأشياء النادرة ربما تتواجد هناك بأعدادٍ كبيرة |
| Son zamanlarda yaptığım her şey, onu kızdırıyor, küçük şeyler bile, mesela bir şey çiğnerken çıkardığım ses. | TED | مؤخرا، كل شيء أفعله يزعجها، حتى الأشياء الصغيرة، مثل الصوت الذي أحدثه عندما أمضغ. |
| Her gece keşfe çıkarsan bulduğun en güzel şeyler bile, acı verici olabilir. | Open Subtitles | عندما يكون عليك أن تكتشف في كل ليلة حتى الأشياء الجميلة التي عثرت عليها يمكنها أن تصبح أشياء مؤلمة |
| Diğer zamanlarda, gelenek olduğunu hiç fark etmediğimiz şeyler bile geleneklere dönüşebilir. | Open Subtitles | وأحيانًا ، حتى الأشياء التي لا نلاحظ أنها تقاليد ، ربما تصبح كذلك |
| Çirkin şeyler bile bazen güzel olabiliyor. | Open Subtitles | مثل , حتى الاشياء القبيحة من الممكن ان تكون جملية بعدة طرق |
| Bugün size anlatmaya çalıştığım şey, bir kum tanesi kadar sıradan şeyler bile, daha yakından ve daha farklı ve yeni bir bakış açısından bakarsanız gerçekten de sıra dışı olabilir. | TED | ما كنت أحاول أن أقول لكم اليوم هو أنه حتى الأشياء العادية كحبة رمل يمكن أن تكون استثنائية حقاً إذا كنت تبحث عن كثب وإذا نظرتم من وجهة نظر مختلفة و جديدة. |
| Leğen, sürahi gibi Sıradan şeyler bile. | Open Subtitles | حتى الأشياء القليلة |
| Doğru şeyler bile Fox'ta söylendiğinde yalana dönüşür. | Open Subtitles | حتى الأشياء الحقيقية,بمجرد ان تقال في اخبار (فوكس) تصبح أكاذيب |
| Acı veren şeyler bile olsa. | Open Subtitles | حتى الأشياء المؤلمة |
| En kolay şeyler bile zor geliyor. | Open Subtitles | حتى الاشياء السهله تبدوا صعبه. |