| Ve depresyon tedavi edilebilir. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | والإكتئاب يمكن علاجه. نحن نحتاج لأن نفعل شيء حيال ذلك. |
| Bir şeyler yapmalıyız Fargo, uzaktan kumandalı uçağa ne dersin? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيء فارغو، ماذا عن طائرة بدون طيّار؟ |
| Bu durum doğru olamaz. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | و هذا الوضع لا يمكن أن يكون صحيحا. يجب أن نفعل شيئا من أجل ذلك |
| Bu arada kendini kafasından vurmaya kalkan çocuk için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | بالمناسبة علينا فعل شيء بشأن الفتى الذي حاول قتل نفسه في رأسه |
| Böylece akıl ve bedenimizi hallettik fakat insanlık için de bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | هذا يُطوّر من عقولنا وأجسامنا ولكن يجب أن نقوم بشيء مُفيد للبشريّة لمدّة ساعتين |
| Bir şeyler yapmalıyız. İntikam almak için vadi halkına zarar verebilir. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً لا يمكن أن نتركه يمشي في الوادي |
| Bir şeyler yapmalıyız. Burada böylece oturamam. | Open Subtitles | يجب علينا ان نفعل شي ان اجلس هنا فقط |
| Önceki gibi, bir sorunumuz var, üzerinde çalışmaya başlamalıyız, bir şeyler yapmalıyız, ama bu sorunu görmeyen insanların nesi var? | TED | و كما فعلنا في السابق، يجب ان نبدأ بحل المشكلة علينا ان نفعل شيء و ماذا بكم يا ناس لا ترون الخطر؟ |
| - ...ikisiyle de çarpışsak, buharlaşacağız. - Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | سنتبخر عند الإصطدام يَجِب علينا أن نفعل شيء |
| Bu kadına bir şeyler yapmalıyız mı diyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول ينبغي أن نفعل شيء لهذه البذيئة؟ |
| Sinirlerin için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيئا بخصوص اعصابك المتوترة هذه |
| Eğer Almanlar onları çok istiyorlarsa belki bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | فلو ان الالمان يريدونه بكل هذا الشغف ربما يجب علينا ان نفعل شيئا ما |
| Hep söylüyorum bir şeyler yapmalıyız diye, ama kimse dinlemiyor. | Open Subtitles | أظل أقول لك يجب أن نفعل شيئا حيال ذلك ، ولكن لا أحد يستمع. |
| Üstümüzden geçmelerini önlemek için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | سيتوجب علينا فعل شيء لردعهم عن مهاجمتنا من كل مكان |
| Eee, bu konuda da bir şeyler yapmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, سيتعيّن علينا فعل شيء حيال ذلك، أليس كذلك؟ |
| Hayır. Onu neşelendirmek için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | كلا , كنت أقول أننا يجب أن نقوم بشيء لإبهاجها |
| Bir şeyler yapmalıyız çünkü insanlar ne olacağı konusunda tamamen kopmuş durumdalar. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بشيء لأن الناس بدأو في فقدان أعصابهم في الخارج هناك متسائلين ما الذي سيحدث؟ |
| Bunu bilemezsin. Sen sadece bir çocuksun. Bizi güvende tutacak bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لستَ تعلم شيئاً، إنّكَ مُجرد شاب، يجب أن نفعل شيئاً للحفاظ على أماننا. |
| - Hareketli bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شي مبهج |
| Bir şeyler yapmalıyız. Her an bir suikasta uğrayabiliriz. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً , من الممكن فى أى لحظة أن نُقتل |
| Tüm bu nefret karşısında bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ بشأن كل هذا الحقد |
| Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | انظر يا رجل, يجب أن نتصرف حقاً |
| Hazır gelmişken heyecan verici bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لقد أتلفت المهمة يجب أن نعمل شيء مثير بينما نحنُ هنا , يارجل |
| Bir şeyler yapmalıyız. Önemli bir şeyler! | Open Subtitles | يجب أن نعمل شيئا شيء ضخم! |
| O doğru söylüyor. Onlarla kafa kafaya gidiyorsak, bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | تينا على حق إذا هنقطع بعض الرؤوس يجب ان نَعمَلُ شيءُ |
| - Yatağa dön. - Vince, bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | عد إلي السرير فينس , يجب علينا أن نفعل شيءً ما |
| Kadınlar hamile kalmıyor ve bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لم تعد النساء تحمل مواليداً, و نحن بحاجة لعمل شيء ما |
| Bir şeyler yapmalıyız, Sayın Başkan. Ve bunu şimdi yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا التصرف سيدي الرئيس علينا التصرف وأخذ خطوة فعلية الآن |