| İnan bana şu sıralar gerçek bir şehirde tatil fırsatını kaçırmazdım. | Open Subtitles | ثقي بي إن رحله إلى المدينه ليست شيئاً أستطيع رفضه حالياً |
| Yirmi bir gün birikti de şu sıralar gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | إحدى وعشرين يوم إجازة متبقية ولكنني لا أريد المغادرة حالياً |
| şu sıralar kadınları inceliyorum. Konu, düşündüğümden daha basit. | Open Subtitles | إنني أحلل النساء في الوقت الحالي إن هذا الموضوع أقل صعوبة مما أظنه |
| Biraz konuştuk, sonra ortak bir noktada buluştuk, ve onun en çok ilgilendiği şeyin şu sıralar bir daire ... satın alma olmadığına karar verdik. | Open Subtitles | وقررنا أنه ليس من مصلحته أن يشتري شقة في الوقت الحالي |
| şu sıralar çekici bir erkekle pek fazla yalnız zaman geçiremiyorum da. | Open Subtitles | مُجرّد أنّ هذه الأيام لا أقضِ وقتاً كثيراً لوحدي مع رجال جاذبين. |
| - Asıl sorun şu sıralar gece kulübü çalışmalarını azaltmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | أننا نحاول التوقف عن العمل بالملاهي الليلية هذه الأيام |
| şu sıralar telefonlarla ilgili problem yasiyorum. | Open Subtitles | سيكون عندي مشكلة بسيطة بالهواتف في الوقت الحاضر قد يكون أفضل |
| şu sıralar oyunu şöyle uyarlıyoruz, yeni bir oyuncu bir ev tasarladığında otomatik olarak ihtiyacı olan birinin evine katkıda bulunuyor. | TED | نحن حالياً نلائم لعبتنا بحيث عندما يقوم اللاعبون ببناء منزل، فإنهم يساهمون في بناء منزل لشخص محتاج. |
| şu sıralar bu benim için gerçekten çok heyecan verici çünkü artık İş Geliştirme Departmanı Uzman Başkanı altında, Dernek Başkanı'nın asistanı olarak çalışıyorum. Bu benim yeni ünvanım. | TED | حالياً أنا مبتهجه جداً في الواقع أصبحت المساعد الجديد للمدير تحت نائب الرئيس الأول لتطوير الأعمال هذا هو لقبي الجديد |
| şu sıralar benim Tanrımın şapelde başka işleri var. | Open Subtitles | . حالياً أستخدم مصلى أخر لتواصل الى إلهى |
| Ama tekrar söyleyeyim, şu sıralar karımla samimi bir ilişki yaşayan ben değilim. | Open Subtitles | لكن، بنفس الوقت، لست أنا من له علاقة حميمية حالياً مع زوجتي |
| Sadece, şu sıralar kimseyle çıkmaması gerekiyor. | Open Subtitles | الامر انه لا يجب أن يواعد احد في الوقت الحالي |
| şu sıralar erkek arkadaşlarım yoğun olduğundan.. | Open Subtitles | أنا من نوع ما بين الأصدقاء الحميمين في الوقت الحالي |
| Eve çıkıyorum şu sıralar. | Open Subtitles | بدأت بالانتقال إلى بيت جديد في الوقت الحالي , إنّه أشبه ببيتي الخاص |
| Belki de amcanıza şu sıralar yeni görevlerinize odaklanmanız gerektiğini söylemelisiniz. | Open Subtitles | حسناً، ربما عليكِ إخبار عمّك أنتِ بحاجة إلى التركيز على مهامك الجديدة في الوقت الحالي |
| Bir ons'u şu sıralar neresi olursa olsun 200 ile 400 Dolar arasında. | Open Subtitles | ثمن الأوقية هذه الأيام يتراوح ما بين 200 إلى 400 دولار ألا ترون من الغريب أن العائلة |
| Herneyse. Senin şu sıralar bu tarz küçük duyguları aştığını düşünüyordum. | Open Subtitles | على أية حال ظننتك فوق مستوى المشاعر السخيفة هذه الأيام |
| şu sıralar mesafemi koruyorum. | Open Subtitles | أنا أبقي نفسي بعيداً نوعاً ما هذه الأيام. |
| şu sıralar telefonlarla ilgili problem yasiyorum. | Open Subtitles | سيكون عندي مشكلة بسيطة بالهواتف في الوقت الحاضر. |
| Tamam, onu arayacağım fakat şu sıralar biriyle çıkıyor gibiyim... | Open Subtitles | -سأفعل ذلك .. سوف أتصل بها ولكني أريد فترة راحة منالمواعيدوكلهذهالــ... |
| Ben iyiyim, sadece şu sıralar evi arayamayacak kadar meşgulüm. | Open Subtitles | أنا بخير. لكن مشغـولة للغاية، ولا وقت لديّ لأتصل بالمنزل. |