Hayır, bilmiyoruz. Hadi ya. Neyse, şunu biliyoruz ki, Giles Windermir' e vardı. | Open Subtitles | لا, لا نعرف حسنا, نعلم على وجه اليقين ان جيلز وصل الى ويندمير |
Peki o zaman, hepimiz şunu biliyoruz, aşırı strese girdiğimizde yapabileceğimizin en iyisini yapamıyoruz. | TED | ونحن جميعاً نعلم هذا .. فعندما نكون متوترين، لايمكننا أن نقدم أفضل ما عندنا. |
şunu biliyoruz ki, biz yaşlandıkça kanımızda ona göre değişir. Bu yüzden hormon benzeri faktörler de biz yaşlandıkça değişir. | TED | فنحن نعلم بأنه مع تقدمنا في السن، فإن الدم يتغير أيضاً، وبالتالي، فإن تلك الهرمونات الشبيهة بالعوامل تتغير بدورها. |
Fakat şunu biliyoruz ki gazetecilik, aktivizm ve kamusal müzakere, radikal söylemi ortadan kaldırma adına susturuluyor. | TED | لكننا نعلم بأن الصحافة, النشاط والمناظرات العامة يتم إسكاته في جهد للقضاء على خطاب التطرف |
şunu biliyoruz ki, bir görevi öğrenmeye çalıştıktan sonra uykunuzu alamazsanız o görevi öğrenme yeteneği paramparça oluyor. | TED | ما نعرفه هو أنه، بعد أن تحاول تعلم مهمة، وتحرم الأفراد من النوم، فإن قدرتهم على تعلم المهمة تتحطم. |
şunu biliyoruz; makina bazında, temel bilgi işleme limiti biyolojik dokunun limitinin çok uzağındadır. | TED | إن كل ما نعرفه هو أن الحد النهائي على معالجة المعلومات في ركيزة الآلة يقع خارج نطاق حدود النسيج البيولوجي. |
şunu biliyoruz ki bu sadece Amerika'nın sorunu da değil. | TED | ونحن نعلم الآن أن هذه ليست مشكلة أمريكا وحدها. |
Ben de, Doktor. Şimdi, şunu biliyoruz ki, Giles teknede idi. | Open Subtitles | وانا كذلك يا دكتور نعلم على وجه اليقين ان جيلز كان على القارب |
- şunu biliyoruz ki "İslami trend" "işgal edilmiş kutsal alanlarımızda" daha büyük camiler peşinde. | Open Subtitles | نحن نعلم أن التيارات الإسلامية تريد بناء مساجد كبيرة على المواقع العزيزة من الأراضي التي احتلتها |
şunu biliyoruz ki bu varlık bir şekilde zihinlerimize erişebilir ve kontrolümüzde olmayan şeyleri görmemizi sağlayıp bize yaptırabilir. | Open Subtitles | اننا نعلم ان هذا المخلوق يمكنه الوصول الى عقولنا ويجبرنا على فعل امور فوق تصورنا |
şunu biliyoruz, örneğin, deneyime açık ve özenli olmak hayatta başarılı olmayı çok iyi öngörüyor ama deneyime açık olanlar bu başarıyı cesur olarak elde ediyor ve bazen gariplik ile. | TED | وإذًا نحن نعلم على سبيل المثال الانفتاح والضميرمنبئات فعّالة للنجاح في الحياة ولكن الأشخاص المنفتحون يحققون النجاح عن طريق جرأتهم وأحيانًا الفردية. |
şunu biliyoruz ki zevk uyarlanabilir davranışları pekiştirir, yemek yemek ve seks gibi türümüzün devamını sağlayan davranışlar. Ve bana göre paylaşmak da bu davranışlardan olabilir. | TED | نعلم أن السعادة تعزز السلوكيات التكيّفية كتناول الطعام والجنس التي تساعد على إدامة الجنس البشري وبدا لي أن العطاء ربما يكون إحدى هذه السلوكيات |
Kimse kökeninin detaylarını bilmiyor ama şunu biliyoruz: | Open Subtitles | لا احد يعلم اصله و لكننا نعلم هذا |
Ve şunu biliyoruz ki... veya en azından gördüğümüzü biliyoruz. | Open Subtitles | ...نعلم ...او على الاقل نعتقد اننا شاهدنا |
Ama şunu biliyoruz: | Open Subtitles | لكن الشيئ الوحيد الذي نعلم بشأنه، |
(Gülüşmeler) Her neyse, aslında, şunu biliyoruz ki bu tür oluşumlar, birçok çalışmadan sonra, şunu biliyoruz ki bu tür oluşumlar, yaşayan birer canlılar. | TED | (ضحك) على كل حال، في الواقع، نعلم أن هذا النوع من التكوين، بعد دراسات مستفيضة، نعلم أن هذا النوع من التكوينات هو كائنات حية. |
Bugün şunu biliyoruz ki, eğer temporal lobu uyarırsanız vücut dışına seyahat, ya da ölümden dönme benzeri deneyimler yaratabilirsiniz. tek yapmanız gereken şuradaki temporal loba bir elektrod ile dokunmak. | TED | نعلم انه اذا حفزت الفص الصدغي يمكنك ان توجد حالة من تجربة خارج-الجسم تجربة على-وشك-الموت التي يمكنك ان تقوم بها فقط بملامسة قطب كهربائي للفص هناك |
şunu biliyoruz ki yusufçuk böcekleri çok daha eski zamanlarda, bundan 225 milyon yıl önce kömür katmanı bataklıkları boyunca uçuyordu. | Open Subtitles | نحن نعلم أن هناك أنواع من ( ذباب التنين ) أقدم منها, منذحوالي225مليونسنة, كانت تطير عبر المستنقعات |
Ama şunu biliyoruz ki eğer iki bombamız olsaydı, iki şansımız olurdu. | Open Subtitles | ... لكن ما نعرفه هو أنه إذا كان عندنا قنبلتين سيكون عندنا فرصتين |