| Tarayıcı, iki ayna vasıtasıyla ışınların düşey ve yatay açılarını hesaplayıp kesin x, y ve z koordinatlarını belirler. | TED | يحسب الماسح الضوئي باستعمال مرآتين زوايا الشعاع الأفقية والعمودية، مقدّما احداثيات طول وعرض وارتفاع دقيقة. |
| Jiroskop açılarını kontrol et. | Open Subtitles | غرف الطوربيدات إفحص زوايا البوصلة الجيروسكوبيةَ |
| İşe yarar bütün kamera açılarını ekrana yansıt ve büyüt. | Open Subtitles | ضع كل لديك من زوايا الكاميرا التي تظهر على الشاشة مع تكبيرها |
| Neticede çocuk kitapları ebeveynlere de dersler verir. Dolayısıyla onlara, farklı bakış açılarını öğretecek çocuk kitapları sunmak lazım. | TED | ففي الغالب كتب الأطفال هي كتيبات عن تربية الأطفال، لذا يفضل إعطاؤهم كتب أطفال تعلمهم وجهات نظر. |
| Diğer taraftan çocukların bakış açılarını genişletebilirsek ancak o zaman kendilerini başkalarının yerine koymayı öğrenebilirler. | TED | وبالمقابل.. فقط حين تُعلم وجهات النظر يمكن للطفل أن يتخيل ويضع نفسه مكان.. شخص آخر مختلف عنه تمامًا، |
| PayPal'a bakış açılarını, WikiLeaks'e bakış açılarını, | Open Subtitles | و أفكارهم عن (الدفع على الأنترنت), و أفكارهم عن (ويكيليكس), |
| Uçakların açılarını ayarlamayı biliyor böylece radarın dalgaları sadece bu kadarlık alandan yansıyor. | Open Subtitles | هندسة زوايا الطائرة حتى يكون لدى الرادار هذا فقط ليرتد عنه |
| Görüş açılarını kullanmayı öğrenmek ve kendini görünmez yapabilmek. | Open Subtitles | زوايا الأُفق، تعلّم كيفيّة إستخدامُها، تجعَل نفسُك غير مرئيّ. |
| O güvenlidir ve tüm kamera açılarını bilir. | Open Subtitles | انه آمن, مُتدرِب على كل زوايا الكاميرا. |
| 3. birimde, kolektif pisagor açılarını gördük. | Open Subtitles | 3 في وحدة نمطية ، لاحظنا أن زوايا الجماعية pythagorian |
| Kameralar köşe açılarını yakalayamıyor. | Open Subtitles | لا يمكن أن تتقاطع زوايا الكاميرات حينها |
| Ve filmler bakış açılarını, yolları inşa ettiğimizden daha hızlı değiştirirler | TED | ويمكن للأفلام تغيير وجهات النظر أسرع من تشييدنا للطرق. |
| Göçmenler bakış açılarını paylaşabilir, keşke politikacılar da dinlemeye istekli olsa. | TED | يمكن للمهاجرين مشاركة وجهات نظرهم، فقط لو كان السياسيون على استعداد للاستماع. |
| Bu sistem modellerinin ilginç tarafı farklı bakış açılarını ortaya çıkarması. | TED | ما يثير الإعجاب حول نماذج الأنظمة هذه أنها تكشف وجهات نظر عديدة. |
| Afgan savaşına, Mısır'a, Tunus'a ve Libya'ya bakış açılarını, hiçte siklemediklerini kanıtladılar. | Open Subtitles | و أفكارهم عن حربِ (أفغانستان), و (مصر) و (تونس) و (ليبيا), لا تَهم. |