| Üç milyon dolarlık tahvilini borsa açıldığında satılması için işaretledi. | Open Subtitles | لقد اشتر سندات بقدر 3 مليون دولار حينما يفتح السوق |
| Sabah banka açıldığında buraya el koyacaklar. | Open Subtitles | عندما يفتح البنك في الصباح، سوف يحجزوا الرهن. |
| - Dışarı! Bilirsin, eğer yarın, açıldığında birini içeri davet etmezsen... | Open Subtitles | أتعلم، في الغد إذا لم تفتح لأحدٍ ما وتسمح له بالدخول |
| Geçit açıldığında, Horde'un geri kalanı bize katıldığında onlara Fel'i vereceğiz. | Open Subtitles | عندما تفتح البوابة، عندما بقية الحشد الانضمام إلينا وسنقدم لهم فل. |
| Kapı açıldığında tetiklenen manyetik bir alarm. | Open Subtitles | , إنّه جرس إنذار ينطلق عندما يُفتح الباب |
| Kapılar açıldığında, bütün ateş gücünüzü serbest bırakın. | Open Subtitles | عندما تُفتح هذه الأبواب, حرروا كل قواكم النارية |
| Kapı açıldığında oraya gidip onu şaşırtmak için tek bir fırsatımız olacak. | Open Subtitles | عندما ينفتح هذا الباب سيكون لدينا فرصة واحدة لندخل هناك و نفاجئهم |
| O kapılar açıldığında, seni gördükleri yerde vuracaklar. Bunu biliyorsun! | Open Subtitles | عندما يفتح الباب، سيطلقون بمجرد رؤيتك، أنت تعلم ذلك |
| Devam ederse, piyasalar açıldığında, hisselerimiz hemen düşecek. | Open Subtitles | لو أستمر هذا ستهبط اسهمنا عندما يفتح السوق |
| Sabah 3'te kalkar böylece Londra açıldığında ofisinde olabilir. | Open Subtitles | يستيقظ في الثالثة صباحاً لكي يكون في المكتب عندما يفتح سوق لندن |
| Odamın kapısı her açıldığında gelenin sen olmasını bekledim. | Open Subtitles | كلّ مرّة يفتح باب غرفتي أتوقّع دائما أن تكوني خلفه |
| Banka sabah açıldığında çok ünlü olacağız. | Open Subtitles | قبل أن يفتح البنك في الصباح ويعرفون ما حدث |
| Büyük paraşüt açıldığında, açılmazsa ikinci bir paraşüt olduğunu biliyorduk ve bu güzel bir saat mekanizmasında çalışıyor. | TED | وعندما فتحت المظلة العملاقة، عرفنا أنه إذا لم تفتح هنالك مظلة أخرى، التي تعمل حسب آلية ساعة صغيرة لطيفة. |
| Kapılar açıldığında herkes kaçacak. | Open Subtitles | ، عندما تفتح هذه البوابات سيخترقها الجميع |
| Asansörün kapısı açıldığında, sıcaklık geliyorsa... dışarı çıkmayın. | Open Subtitles | حسناً، عندما تفتح الأبواب إذا كانت ساخنة لا تخرج من المصعد |
| Pazartesi tekrar açıldığında, tutuklanacak ve hapishanenin birinde ölecek. | Open Subtitles | عندما يُفتح يوم الإثنين، سوف يُلقى القبض عليه ويموت في السجن. |
| O kapı açıldığında bir şey beni oraya çekiyor. | Open Subtitles | عندما يُفتح الباب, هنالك شئ ما سيسحبني خلاله |
| Ayrıca tesisi kapatıyoruz, böylece portal açıldığında hiçbir radyoaktif madde atmosfere yayılmayacak. Güzel. | Open Subtitles | كما أنّنا نُقفل المنشأة، و هكذا عندما تُفتح البوّابة، لن تتسرّب أيّة موادّ مشعّة للجوّ |
| Çünkü kardeşim aşağıda beni bekliyor ve asansör kapıları açıldığında size sırıtıyor olacak. | Open Subtitles | و عندما ينفتح باب هذا المصعد سترون سيكون محملقاً بكما |
| Kasa açıldığında başına üç darbe indirmek için fırsattan istifade ettin. | Open Subtitles | وعندما الخزنة فُتحت أستغليت الفرصة وسحقت رأسه ثلاث ضربات |
| Örneğin, McDonald's ilk açıldığında tek bir boy patates kızartması vardı . | Open Subtitles | حجم واحد للبطاطس المقلية عندما فتح ماكدونالدز لأول مرة كان يقدم هذه البطاطس |
| Cehennemin kapıları sana açıldığında Tom.... sen içeri girersin, ben de seni çıkarırım. | Open Subtitles | عندما فتحت أبواب الجحيم على نفسك ، توم إستطعت أن أعالج الأمر وهذا ما سأفعله الآن أيضاً |
| Kapı açıldığında biri içeri girecek. | Open Subtitles | لا يمكن فتح أبوابه هل يمكن الدخول؟ |
| Şimdi, bu iş doğru halledildiğinde... kitaplar açıldığında, senin üyeliğini teklif edeceğim. | Open Subtitles | والأن هذا الشيء يجب إنجازه عندما تنفتح السجلات سأقترح بأسمك للعضوية |
| Soruşturma açıldığında avukatların aksini tavsiye edebilir. | Open Subtitles | فعندما توجه لك الإتهامات، فعلى الأرجح أنّ محامييك سينصحونك بالعكس. |