| ağrıya duyarlı. Vücutta anormallik yok. | Open Subtitles | لديه استجابة للألم ليس هناك مواقف شاذة |
| Kafatası ağrıya duyarlı sinirlere sahiptir ama beynin kendisinde olan herhangi bir şey yok, bu yüzden muhtemelen kendine isabet ettirdiğini fark etmedi. | Open Subtitles | الجمجمة تحتوي على أعصاب حساسة للألم ولكن لا يوجد أعصاب في الدماغ نفسه لذا لابد أنه لم يعلم أنه أصاب نفسه بأكثر من ضربة للرأس |
| Eh, ağrıya karşı. | Open Subtitles | حسناً، للألم فقط. |
| ağrıya bu sebep oluyor. | Open Subtitles | ألمه سبب ما وهذا |
| ağrıya bu sebep oluyor. | Open Subtitles | وهذا ما سبب ألمه |
| Meg'in kronik ağrıya sebep olabilecek, birkaç kemik durumu varmış ama ağrı için ilaç almıyormuş. | Open Subtitles | (ميج) لديها عدة مشكلات عظمية والتي تسبب ألم مزمن لكنَّها لم تكْن تتناول أيّ مسكنات للألم |
| İç şunu. Afyon bu, ağrıya iyi gelir. | Open Subtitles | أشرب.هذا مُخدر للألم |
| Pıhtılaşma bozukluğu ağrıya ve akut pulmoner emboliye neden olabilir. | Open Subtitles | وكنتُ سأجد (ثلاثة عشر) و(فورمان) يرقصانِ تحت المطر مما يعني أنّ الرئتين مصابتان كذلك إن حالة فرط الخثار قد تؤدي للألم والصمة الرئوية |
| ağrıya iyi gelir. | Open Subtitles | -انه جيد للألم |