| Buradaki herkesin, benim resimlerime aşina olduklarını zannetmiyorum. | TED | أنا لست متأكد بأن كل شخص هنا على دراية بصوري. |
| aşina olmayanlarınız için Özel Olimpiyatlar, zihinsel engelli sporcular içindir. | TED | لأولئك الذين ليسوا على دراية بالأمر، الألعاب الأولمبية الخاصة موجهة للرياضيين ذوي الإعاقة الذهنية. |
| Gözlerindeki ışıltı, öylesine aşina ki. | Open Subtitles | البريق في عينيك يبدوا مألوفاً بالنسبة لي |
| Şimdi bazı STÖ görüntüleri göstereceğim. Bazılarınız aşina olabilir. | TED | سوف أنتقل الآن لصور المنظمات غير الحكومية، والتي ستكون مألوفة لبعضكم. |
| Söyle bana, ilmihallere aşina mısın? | Open Subtitles | أخبريني، هل أنت معتادة على الديانة المسيجية؟ |
| -Parayı sahtesiyle değiştirenlerin standart prosedürlere aşina olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | لكن لدينا سبب لنؤكد أن مَن قام بزرع هذه الأموال المزيفة كان على علم بالإجراء القياسي في البنك المركزي |
| Günümüzde aşina olduğumuz yolunu çizmesi, yalnızca 500 yıl öncesi gibi yakın bir zamanda gerçekleşti. | TED | وكان ذلك مؤخرًا قبل حوالي 500 سنة فقط الذي اتخذ فيه مساره المألوف لدينا اليوم. |
| Şimdi, 2016 yılında meydana gelen hackleme ve sızdırma olayına aşina olacaksınız. | TED | الآن، ستكون على دراية بالقرصنة والتسريبات التي حدثت في عام 2016. |
| Bu kavramlara aşina olmak çaresiz olmadığımız anlamına gelir. | TED | وكوننا على دراية بهذه المفاهيم يعني أننا لسنا معدومي الحيلة. |
| Çocuklarımıza hislerini nasıl ifade edeceğini öğretmeliyiz ki onlara aşina olabilsinler. | TED | نحن بحاجة إلى تعليم أطفالنا كيف يعبروا بوضوح عن احاسيسهم بحيث يصبحوا على دراية بها. |
| 30'u artık aşina olduğun bir sembolle işaretlenmiş. | Open Subtitles | يوم 30 عليه علامة أنتِ على دراية بها الآن. |
| Madem her gece yapıyordun ve o da burada bunca gece geçirdiyse neden aşina olup olmadığını görmüyoruz? | Open Subtitles | تقولين أنكِ تفعلين هذا كل ليلة وكان يقضي الكثير من الليالي هنا لذا ، لمَ لا نرَ إن كان هذا مألوفاً له؟ |
| Sadece daha aşina olduğum bir tedavi olmasını dilerdim. | Open Subtitles | كنت اتمنى فقط، أن يكون العلاج مألوفاً لدي. |
| Bunları aşina olduğu şeylerin robot versiyonları olarak düşünebilirsiniz. | TED | الآن تستطيع أن تعتبر هذه الروبوتات نماذج ﻷشياء مألوفة جدا: النملة. |
| 800 yıl öncesine ait bu resimlerle ilgili inanılmaz olan, günümüzde de onlara aşina olmamız. | TED | المدهش في صور عمرها 800 عام أنها تبدو مألوفة لدينا اليوم. |
| Doktor, jüri uzmanlık alanınıza aşina değildir bu yüzden, basit bir soru soracağım. | Open Subtitles | الطبيب، هيئة المحلفين قد تكون غير معتادة على بيئة تجاربك، لذا سأسئل أسئلة بسيطة. |
| Yeşim taşına aşina mısınız bay Marlowe? | Open Subtitles | هل انت على علم بالصفقة ,سيد مارلو ؟ |
| Ben bildiklerimi anlatayım, sen de kulağına aşina bir şey gelince araya gir. | Open Subtitles | سأخبرك بالذي أعرفه أوقفني عندما تسمع هذا الصوت المألوف |
| Bizim en aşina olduğumuz çimen türlerinden bir tanesi, şeker kamışı. | Open Subtitles | معظم عائلة العشب التي يألفها معظمنا كقصب السكر |
| Lütfen en azından,neler yazdığına aşina olmak için birkez okur musun? | Open Subtitles | ,أيمكنكِ رجاءاً قراءتها حتى تكوني على علمٍ بما قلتيه فيها؟ |
| Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yeterince zaman geçirmediyseniz bu muhtemelen aşina olduğunuz bir manzara değildir. | TED | إلا إذا كنتم قضيتم وقتًا لا بأس به في محطة الفضاء العالمية، قد لا يكون هذا المنظر مألوفًا جدًا لكم. |
| Sana yardım etmek için aşina olduğun yüzleri gönderip çok geç olmadan seni geri getirmek istiyorlar. | Open Subtitles | ظنوا أن وجهاً مألوف لك قد يساعدك لإسترجاع ذكرتك قبل فوات الأوان |
| Onu tanıyorum, aşina geliyor. | Open Subtitles | أعرفه يبدو مألوفا لي |
| Gerçi arkadaşların pek aşina değil ama. | Open Subtitles | على الرغم من أصدقائك ليسوا مألوفين |
| Mesela oburluk. Bu benim en aşina olduğum günah. | Open Subtitles | لنأخذ الشراهة, الآن هذه الخطيئة الأكثر ألفة |
| Yalanlar ve kan çalma gibi şeyler, senin oldukça aşina olduğun şeyler. | Open Subtitles | الكذب و سرقة الدم شيئان أنت معتادهما |
| Düşünsene etraftaki her şey sana fazlaca aşina değil mi? | Open Subtitles | فكري به , كل شئ هنا هل هناك شئ مالوف |