| - Evet, efendim. Genç bir leydi ona acıyıp evine götürdü. | Open Subtitles | - نعم، سيدي والفتاة الشابة" أشفقت عليه وأخذته للمنزل وقامت بتمريضه |
| İşlem departmanındaki bayan bana acıyıp biraz kapatıcı sürdü. | Open Subtitles | سيدة في غرفة التجهيزات أشفقت على حالي وأعارتني مستحضراً لإخفاء العيوب |
| Dostlarımın. Kendine acıyıp hiçbir şey yapmayacaksan sen de aynı şeyleri göreceksin, anlıyor musun? | Open Subtitles | إن كنت ستتمرغ في رثاء الذات ولا تفعل شيئاً، عندها ستشاهد نفس الشيء، أتفهم ذلك ؟ |
| Birazdan kendime acıyıp ağlamaya başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدأ بالبكاء مع أقل رثاء |
| Bana acıyıp bir Valium verdikten sonra... eve gönderdi. | Open Subtitles | كان يشفق علي وأعطاني مهدئات وأمرني أن ألزم البيت |
| Bana acıyıp bir Valium verdikten sonra... eve gönderdi. | Open Subtitles | كان يشفق علي وأعطاني مهدئات وأمرني أن ألزم البيت |
| Birine acıyıp çağırırsan böyle olur işte. | Open Subtitles | هذا ما يحصل عندما ترسل دعوة بدافع الشفقة. |
| Carrie bana acıyıp benim partnerim olacaktı bu akşam... | Open Subtitles | (كاري) أشفقت على حالي و أرادت أن تكون رفيقتي |
| Tanrılar bize acıyıp barınacak yer verdi. | Open Subtitles | الآلهة أشفقت علينا |
| Bir zamanlar aynı yola başkoyduğum arkadaşlarım reklam şirketlerinde iktidar borazanı çalan gazetelerde acıyıp bana iş verdiler. | Open Subtitles | واصدقائي الثوريين الذين كانوا يسمونني "البرجوازي الصغير" في ذلك الوقت منحوني وظائف في وكالات الدعاية والصحف الرأسمالية بكل رثاء |
| Beş aya kalmadan, ben ailemle Disney seyahatine çıkmış olacağım sen de boşanma için mahkemede, birinin sana acıyıp da salak şarkısında düet yaptırdığı zamanları yad edeceksin. | Open Subtitles | خلال خمسة اشهر, سأكون في رحله الى ديزني مع عائلتي بينما انتي في محكمة الطلاق. لتجعلين احدهم يشفق عليك |
| Geçen yıl çocuğun teki bana acıyıp ezik indirimi yaptı. | Open Subtitles | السنة اللي فاتت عرض علي شاب هناك تخفيض الفاشلين بدافع الشفقة |