| Bu dilek kutusu olarak adlandırılan bir geri bildirim kutusu. | TED | هذا هو صندوق الملاحظات يسمى بصندوق العريضة. |
| Böylece bir yarışma için anatomiye çalışırken kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım. | TED | لذلك بينما كنت أدرس علم التشريح من أجل المنافسة، تطرقت لموضوع يسمى الجروح المزمنة. |
| Ve, bu geniş ölçekli geometriye ek olarak, animasyon da yapılabilen "yeri değiştirilmiş haritalar" olarak adlandırılan bir seri yaratmak için bütün bu detayları da kullandılar. | TED | وإضافة للهندسة ذات النطاق الخشن، لقد أستخدموا كل تلك التفاصيل لصنع مجموعة لما يسمى خرائط الإحلال التي تتحرك أيضاً. |
| Ama savaşa girdiğinde "Sivil Kayıplar" diye adlandırılan bir ifade vardır. | Open Subtitles | لكن حينما تدخل حربا، هناك شيء يسمى الأضرار الجانبية |
| Bu arabayla ilgili konuşmama başlamadan önce, size kısaca daha önce çalışmış olduğum DARPA Şehir Yarışı diye adlandırılan bir projeden bahsedeceğim. | TED | حتى قبل أن أتحدث عن هذه السيارة للمكفوفين، اسمحوا لي ان اقول لكم باختصار حول آخر المشاريع التي عملت عليها يسمى تحدي داربا الحضرى. |
| Hortum şeklindeki ağız parçası, çiçeklerdeki nektarı emmek için kullanılan pipete benzeyen uzun, tüpe benzer hortum diye adlandırılan bir yapıya sahip olan delici-emici gaganın daha dostça bir versiyonudur. | TED | الأجزاء الفموية الماصة، هي نسخة ألطف من المنقار الثاقب الماص، يتكون أيضاً من تركيب طويل يشبه الأنبوب يسمى الخرطوم تعمل كأنبوبة لامتصاص الرحيق من الورود. |
| Bu, Gözlerden Zihin Okuma Testi diye adlandırılan bir şeyle ölçülür. | TED | هذا يقاس بشيء يسمى "اختبار قراءة العقل في العيون". |
| Tamam, chlorium diye adlandırılan bir element arıyorum. | Open Subtitles | حسناً أنا أبحث عن عنصر يسمى الكلوريم |
| Kendimi ''cinsel vekillik'' olarak adlandırılan bir şeye kaydettirdim. Doktor demeye teşvik edildiğim kişilerin reçete ettiği, vekil demeye teşvik edildiğim aslında fahişe olmayan, ama aslında hiçbir şey olmayan, kadınlarla, egzersiz demeye teşvik edildiğim birşeydi. | TED | إنضممت إلى شيئ يسمى علاج الإستبدال الجنسي بحيث أن من تم تشجيعي على مناداتهم بالأطباء وصفوا ما تم تشجيعي أنه تدريبات مع نساء تم تشجيعي بتسميتهم بدائل و اللواتي لسن عاهرات في الأصل و لكن لم يكن غير ذلك بالتأكيد. |
| Basili dizanteri olarak adlandırılan bir hastalıkla ilgileniyordu, ki bu, şiddetli ishale ve sonrasında birçok insanın ölümüne sebep olan bir çeşit bakteriyal enfeksiyondu. Çünkü niyahetinde bakteriyal enfeksiyon için bir tedavi bulunmamıştı. | TED | لقد كان مهتمًا بمرض يسمى "الزحار العصَوي"، وهو التهاب بكتيري يتسبب في إسهال حاد، وفي تلك الفترة، كان بالفعل يتسبب في وفاة الكثير من الناس، لأنه في النهاية، لم يكن هناك أي علاج للالتهابات البكتيرية قد تم اكتشافه. |