| Ama burada bir nokta var, kendini affedip yeniden başlayabilirdin. | Open Subtitles | لكن في وقت ما,يجب ان تسامح نفسك وتبدأ من جديد |
| Burası kendini affedip hayatına devam edebileceğin bir dünya değil artık. | Open Subtitles | هذا ليس بعالم يمكنك فيه ان تسامح و تمضي |
| Ama zamanla affedip, bağışlıyorsun. | Open Subtitles | ومع الوقت تسامح |
| affedip unutacak biri değil. | Open Subtitles | فهو ليس من النوع الذي ينسى و يسامح |
| affedip unutacak değil. | Open Subtitles | لنْ ينسى و يسامح ببساطة |
| Ned, senin komşu olmayı hak etmiyorum ama benim gibi genç ve yakışıklı bir budalayı affedip evine döner misin? | Open Subtitles | (نيد) ، أنا لا أستحق جيرتك لكن هلا تسامح شاباً وسيماً وتعود إلى الديار |