| Radyoda konuştu, her ay afişleri yeniliyormuş. | Open Subtitles | لقد سمعته في المذياع و هو كل شهر يجدد هذه الملصقات |
| Müdüre afişleri yolladım. Astı. | Open Subtitles | فقط أرسل الملصقات لمدير المحطة و هو من يعلقها |
| ama yakında zirvede olacaklar. ve zamanı gelince birisi de çıkıp benim afişleri afişleyecek. | Open Subtitles | ثم شخص ما سوف أن يكون وضع الملصقات بالنسبة لي. |
| Bunlar şirket afişleri. Bundan hoşlanmayacaklar. | Open Subtitles | هذه ملصقات الشركة، والشركة لن يروقها ذلك |
| Bunlar şirket afişleri. Bundan hoşlanmayacaklar. | Open Subtitles | هذه ملصقات الشركة، والشركة لن يروقها ذلك |
| Dükkanların yukarısında film afişleri olan ilan panoları vardı. | Open Subtitles | كان يوجد فوق المحلات لوحات عليها بوسترات أفلام |
| Evet, dışarıda afişleri asıyor, ama geri döneceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | .. نعم ، هو خرج لعملية تسعير اللافتات الإعلانية ولا أتوقع عودته |
| Bu afişleri tasarlamada bize yardım edecekti. | Open Subtitles | كان من المفترض ان تساعدنا تصميم هذه الملصقات. |
| afişleri söken Clay olabilir mi? | Open Subtitles | أتعتقدين أن ربما كلاي هو من أزال الملصقات عن الحائط ؟ |
| Duvardaki "kendinizi öldürmeyin" afişleri var ya? | Open Subtitles | أترون كل تلك الملصقات على الحائط التي تقول لا تقتل نفسك ؟ |
| Ve afişleri gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | وقال أنه رأى الملصقات |
| afişleri onlar asıyordu. | Open Subtitles | لقد كانوا يحملون الملصقات |
| Bu ufak afişleri hazırladım. | Open Subtitles | أخترعت هذه الملصقات الصغيرة |
| Dışarı çıktığımızda, o adam bizim afişleri kapatıyordu. | Open Subtitles | خرجنا من النادي، وهذا الرجل كان يغطي ملصقات لدينا. |
| Tamamen yanlış yoldayız, politikacı afişleri içeren hiçbir şey ilgi çekmez. | Open Subtitles | نحن نقوم بعمل هذا بالطريقة الخاطئة تماما. لا شيء يتضمن ملصقات إعلانية وأقلام رسم سيجعل الناس يتحمسون. |
| Yurtta senin odanda, Hrithik, John ve Salman'ın afişleri vardı, değil mi? | Open Subtitles | لديك ملصقات هريثيك، جون و سلمان في غرفة السكن لديك |
| Hey o kadar da şaşırma. 20 yılımı üstünde "kurallara uy" yazan afişleri asmaya harcadım. | Open Subtitles | مهلا ً،لا تكونى متفاجئةً جداً؛ لقد أنفقت 20عاماً أضع بوسترات تقول: "أطِع"! |
| Yani, bunların hepsi film afişleri bulunmaktadır. | Open Subtitles | اقصد, هؤلاء جميعاً بوسترات للأفلام |
| Hepsinde Ghibli afişleri olması lazım. | Open Subtitles | يجب أن تكون جميع هذه بوسترات (قيبلي) |
| Takas şovum için afişleri alman gerekiyordu! | Open Subtitles | لتقوم بجلب اللافتات اللازمة من أجل العرض التجاري |
| Gelirken dışarıdaki afişleri görmüş olmalısınız. | Open Subtitles | عندما دخلتَ قبل قليل، لابد أنكَ رأيتَ اللافتات بالخارج. |
| İnsanlar o afişleri görmeli. | Open Subtitles | الناس يجب أن يروا تلك اللافتات |