| Hayatta olan tek akrabam. Kont Werner Vertigo. | Open Subtitles | قريبي الوحيد الذي علي قيد الحياة هو الكونت وينر فيرتيجو |
| ve sen onun annesinin akrabasısın birinci derecen akrabam değilsin, Eğer yanılmıyorsam? | Open Subtitles | وأنت ابن عمها مِن طرف الأم، و لست قريبي مباشرة، هل لم أكن مخطئه؟ |
| - Lafını etmeye bile değmez. Burada gömülü akrabam yok, sadece kurbanlar için dua etmek istemiştim. | Open Subtitles | بالرغم من أنه ليس لدي أقارب مدفونين هنا ولكني أردت أن أظهر بعض الاحترام |
| Ailemde iki çeşit akrabam var, ölmüş olanlar ve yaşamakta olanlar. | Open Subtitles | في عائلتي ..هناك نوعان من الأقارب اﻷموات والأحياء ، الأحياء : |
| Benim akrabam veya kız arkadaşım değil, boş ver. | Open Subtitles | انها ليست قريبتي و لا صديقتي , اللعنه انا عدت |
| Hayır akrabam falan değil; ama çok önemli. | Open Subtitles | لا ، لا . ليسس أحد أقاربي ولكن الأمر هام جداً |
| O benim akrabam! Yaptığı ayıpların yükünü ben taşırım! | Open Subtitles | هذا قريبى ، واخلاقه كانت مثل حجر الرحى على عنقى |
| Georan askerleri babamı öldürdüler ben 9 yaşındayken annemi de ben 10 yaşındayken başka da akrabam yoktu. | Open Subtitles | جنود جيوران قتلوا أبي عندما أنا كنت في التاسعة من عمري وأمي عندما كنت في العاشرة لم يكن عندي أي أقرباء آخرون |
| Ben doğmadan göçmüş oraya. Şimdi de ondan başka akrabam kalmadı. | Open Subtitles | لقد هاجرت قبل أن أولد وهى الأن كل ما بقى من العائله |
| akrabam değil, gelemez değil mi? | Open Subtitles | إنه ليس قريبي , غير مسموح له , أليس كذلك ؟ |
| - Arayacaktım fakat sonra düşündüm de ya birisi, misal bir akrabam, beni metruk bir depoda pusuya düşürmeye kalkarsa? | Open Subtitles | كنت سأتصل, ولكن عندها فكرت ماذا لو ان احدهم ولنقل قريبي, قرر نصب كمين لي في مستودع مهجور؟ |
| İmparatorluk Kolluk Kuvvetleri Şefi Ogre ve akrabam Iokal'ın ardından Cellat Zank'ı da öldürüp İmparator Silahı'nı çalan Night Raid hainleridir. | Open Subtitles | أوغر من الشرطة الإمبراطورية قريبي إيوكال وقاطع الرؤوس زانك |
| Sonraki birkaç ay boyunca yanlarında kıyafetleri dışında pek fazla bir eşyaları olmaksızın Kanada'ya sığınma için başvuran 3 akrabam daha gelecekti. | TED | وخلال الأشهر القليلة التالية، قدِم ثلاثة أقارب آخرين لي إلى كندا لتقديم طلب لجوء حيث لم يكونوا يملكون أكثر من الملابس التي يرتدونها. |
| akrabam yok, param yok, atım yok! | Open Subtitles | ليس عندي أقارب.. مال .. ولا خيول |
| "hiç akrabam olmadığından... | Open Subtitles | ليس لي أي أقارب |
| Aksi taktirde çok yakında, çok uzak bir akrabam olursun. | Open Subtitles | هذا وإلاّ ستكون من الأقارب المبعدين جداً في القريب العاجل |
| Kuzenlerim de var ama çok fazla akrabam yok. | Open Subtitles | وأنا سأحصل على أبناءِ عم، مع ذلك كما تَعْرفُ، أنا ما عِنْدي الكثير مِنْ الأقارب |
| Anlaşılan o ki, benim akrabam olan Rebecca Reynolds kolyenin sahibiymiş. | Open Subtitles | يتبين ان قريبتي ريبيكا رينولدز كانت تحتاز هذا العُقد. |
| General Yepançin'in karısına bir mektup yazdım, uzaktan akrabam olur kendisi, fakat mektubumu cevaplamadı. | Open Subtitles | لقد كتبت إلى الجنرالة إيبانشين أحد أقاربي من بعيد لكنها لم ترد على رسالتي |
| Uzaktan akrabam olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه قريبى من بعيد. |
| akrabam, kimsem yok benim. | Open Subtitles | وليس لدي أقرباء أو شيئ من هذا القبيل |
| O akrabam. Yalnızca keşin teki işte. Ne yaptığını bilmiyor. | Open Subtitles | انه من العائله ,انه كالأحمق لايعرف ما يفعله |
| Bu tip zırvalar söyleyebilen bir akrabam olduğu için mutluyum. | Open Subtitles | أحب فكرة وجود رجل قريب لي يقول التفاهات كهذه |
| Hayley ve benim akrabam değiller fakat bebek hakkında dedikodu yayılmış. | Open Subtitles | لا أقصد (هيلي) ولا عشيرتي لكنّ الخبر بشأن جنينها قد انتشر |
| Annem ben henüz küçük bir çocukken öldü o da beni eve göndermeye zorlandı, fakat benim burada hiç akrabam yoktu. | Open Subtitles | امى توفت عندما كنت طفله صغيره و قد اضطر والدى الى ارسالى الى الوطن على الرغم من اننى ليس لى اقرباء هنا |
| Almanya'da bir sürü akrabam var Allah bilir bu da onlardan biridir. | Open Subtitles | حصلت على الكثير من الأقرباء في ألمانيا. لكل أعرف هذا الرجل قد يكون أحدهم. |