| Kordonun dışında bir tehlike yok, ve açıkçası, Aksini iddia etmek canice olur. | Open Subtitles | لا يوجد خطر خارج الحاجز الوقائيّ، وفي الحقيقة، إنّها لجريمة بالإحياء عكس ذلك. |
| Kişilik kuramcısı Silvan Tomkins Aksini iddia eden çok az insandan biriydi. | TED | المنظر سيلفان تومكنز كان واحداً من قلة يصرّون على عكس ذلك. |
| Silahlı asiler oldukları ortadaydı ve Aksini iddia eden herkes haindir. | Open Subtitles | من الواضح انهم كانوا متمردين مسلحين و كل من يدعي او يثبت عكس ذلك فهو خائن |
| Najdjonov Aksini iddia ediyor. | Open Subtitles | نايدينوف يقول عكس ذلك. |
| Patty Aksini iddia ediyor ama. | Open Subtitles | حسنا ، (باتي) يقول عكس ذلك |
| Aksini iddia edenlere karşı yasal işlem uygulamaktan kaçınmayacağız. | Open Subtitles | وسنتخذ بقوة الإجراءات القانونية ضد أي أفراد يحاولون تأكيد ما عكس ذلك |
| Sen Aksini iddia ettiğinde de sana katılırlar. | Open Subtitles | ويحتجون على عكس ذلك ليؤكدوا ما قالوا |
| Aksini iddia etmek sadece boş laf. | Open Subtitles | التكلم عكس ذلك كالنفخ في الهواء |
| Bırakalım Bayan Dockhart Aksini iddia etsin. | Open Subtitles | عنصري؟ دعوا السيدة لوكهارت تقول عكس ذلك |
| Phoebe Elliot'ın fotoğrafı Aksini iddia ediyor. | Open Subtitles | صورة فيبي ايليوت تقترح عكس ذلك |
| Pettola'nın akrabaları Aksini iddia ediyor. | Open Subtitles | {\pos(190,240)}أقارب (بيتولا) يدّعون عكس ذلك تمامًا |
| Aksini iddia eden aptaldır. Bay Smithers! İçeri gelin. | Open Subtitles | فقط الاحمق يرى عكس ذلك سيد(سميذرز)! |