| Toplum sayfasına falan alıntılar çıkarabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على مقتطفات للصفحة أو شيء من هذا |
| Christopher'a alıntılar gönderiyordu aklını savaştan kurtarması için. | Open Subtitles | انه سيرسل مقتطفات لكريستوفر للحصول على عقله بعيدا عن الحرب. |
| "Paranoyak şizofren teşhisi konmuş... bir hastayla yapılan görüşmeden alıntılar... 12 Nisan 1990, Baltimore İI Hastanesi." | Open Subtitles | مقتطفات من مقابلة مع مريض مصاب بالذهان الفصامي 12ابريل-1990-مستشفى مقاطعة بالتيمور |
| Her zaman harika alıntılar yapıyor Büyük İskerder'den falan. | Open Subtitles | وانه دائماً مايأتي مع هذه الاقتباسات مذهلة مثل اشياء الكسندر الكبير |
| Unutmayın, tüm alıntılar dipnotta belirtilecek. | Open Subtitles | تذكروا، يجب كتابة جميع الاقتباسات أسفل الصفحة |
| İnsanların ne kadar kötü olduğunu söylerken alıntılar yapabilirim, istatistikler söyleyebilirim ama bunlar sadece kelimeler ve sayılardan ibaret. | Open Subtitles | عندما أتحدث عن مدى سوء البشر، فيمكنني ذكر الإقتباسات أو نشب الإحصائات، و لكن تلكَ مجرد كلمات و أرقام. |
| Size atanan çemberde kalın, taklit ettiğiniz kişinin oynadığından emin olduğunuz filmlerden alıntılar yapın. | Open Subtitles | إبقى في الربع المخصص لك إقتبس جملاً من الأفلام التي أنت متأكد أن الشخص الذي تقلده قد شارك فيها |
| Önümüzdeki hafta Barnes ve Noble'da kitaptan alıntılar okuyacağım. | Open Subtitles | "أنا أقرأ مقتطفات في بارنز ونوبل الاسبوع المقبل" |
| Bay Spector'un savunma ekibi bana günlüğünüzden bir takım alıntılar gönderdi. | Open Subtitles | فريق دفاع السيد "سبيكتور" أرسلوا لي مقتطفات من مذكرتك. |
| Hikayelerden alıntılar kız arkadaşı tarafından yayınlandı. | Open Subtitles | أصدرت صديقته مقتطفات من عمله |
| Sadece Stefan'la alternatif bir gerçeklikte yaşadığımız hayattan rastgele alıntılar görüyorum. | Open Subtitles | إنّها مقتطفات تجمعني بـ (ستيفان) في واقع بديل. |
| "Lanny Morris'in Anılarından alıntılar" | Open Subtitles | "مقتطفات من مذكرات... (لاني موريس) |
| - Blog benim değil ama alıntılar öyle. | Open Subtitles | المدونة ليست لي, لكن الاقتباسات لي. |
| - Blog benim değil ama alıntılar öyle. | Open Subtitles | المدونة ليست لي, لكن الاقتباسات لي. |
| Bazı alıntılar, senin konuştukların gibi. | Open Subtitles | بعض من الاقتباسات, |
| Yerine oturdu, bir takım uydurma garip alıntılar ekledi. | Open Subtitles | لقد جلس وكتب بيده باقة الإقتباسات المزيّفة |
| Hemşireye, Nietzsche'den alıntılar yapıyordu. İyi olacaktır. | Open Subtitles | -لقد إقتبس مقولات لـ(فريدريك نيتشه ) للتعرف على الممرضة، سيكون بخير |