| Üstsüz kızılı alabileceğini düşünüyorsan hâlâ kafayı yemişsin. | Open Subtitles | إن كنت تعتقد أن ستحصل على المقرمشات العارية الصدر فأنت مجنون |
| Bir şey alabileceğini söylemiyorum ama gerisi sana kalmış. | Open Subtitles | , أنا لا أقول بأنك ستحصل على أي شيء , أو مثل ما حصلت لكنه يعود إليك |
| Siktir, buraya gelip yönetimi alabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | اللعنة، تعتقد أنهُ بإمكانكَ الحضور إلى هنا و استلام الأمور؟ |
| Kullanımı hakkında gerçek sonuçları senden alabileceğini düşünmüş. | Open Subtitles | وظنّت أنّ بإمكانكَ تقديم تجربة للعالم الحقيقي |
| Dük'ün bu gece parasının karşılığını alabileceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أشك بأن الدوق سيحصل على ليلة تساوي أمواله |
| Scavullo 'ya onu alabileceğini söyle bütün bu yorgun ve yaşlı güzelliğin, merkezin dışında. | Open Subtitles | أخبر سكافلو أنه يمكنه الحصول عليها بعيدا عن هذا الجمال المنهك |
| Bir sonraki mahkeme emrini kendi başına alabileceğini düşünüyorsan, o zaman başka. | Open Subtitles | إلا إن ظننت أن بإمكانك استصدار أمر المحكمة القادم وحدك |
| Bir şeyler alabileceğini ve ona bunu göstermeyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنين أنه بإمكانك أخذ الاشياء بدون أن يراك ؟ |
| Onu geri alabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنُّ بأنّ بوسعِكَ استعادته؟ |
| Hâlâ evi alabileceğini düşünüyorsun demek? | Open Subtitles | هل مازلت تعقد أنك ستحصل على المنزل؟ |
| Biz gidersek kutunu hiçbir zaman eline alabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انك ستحصل على الصندوق ابداً |
| Benim başkanlığım güvende olduğu sürece, Çin'in Disney'den Star Wars'un haklarını alabileceğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أن (الصين) ستحصل على حقوق (ستار وورز) من (ديزني) طالما تم تأمين رئاستي |
| Çocuğum senin gözetimindeyken saçlarını kazıdı ve sen hâlâ Lego Ölüm Yıldızı'nı alabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | طفلتي حلقت رأسها بينما كنت جليس الأطفال تعتقد أنك ستحصل على ليجو (موت النجم)؟ |
| Beni böyle zenginliklerle satın alabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظّن أن بإمكانكَ شرائي بالمال؟ |
| Beni böyle zenginliklerle satın alabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | -أتظّن أن بإمكانكَ شرائي بالمال؟ |
| Bu mesajı alabileceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | مامن شك أنه سيحصل على تلك الرسالة. |
| Bu adam başka bir eyalette yaşıyor olsaydı tedavi maksatlı marihuana alıp, en azından işe yarıyor mu diye denemesi için reçete alabileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم ان هذا الرجل لو كان يعيش في ولاية مختلفة سيحصل على وصفة للماريجوانا الطبية -لذا على الاقل يمكنه ان يجربها . |
| Ve Gunderson kaburgalarını, biralarını ve fahişesini ne zaman alabileceğini soruyor. | Open Subtitles | جاندرسون) يريد أن يعرف متى سيحصل على) ضلوع اللحم خاصته والبيرة و.. المجلة الإباحية |
| Scavullo 'ya onu alabileceğini söyle bütün bu yorgun ve yaşlı güzelliğin, merkezin dışında. | Open Subtitles | أخبر سكافلو أنه يمكنه الحصول عليها بعيدا عن هذا الجمال المنهك |
| Burada birkaç saat içinde ehliyetini alabileceğini düşünen bir göçmenimiz var. | Open Subtitles | لدينا مهاجر هنا يعتقد انه يمكنه الحصول على رخصته في بضع ساعات |
| Sanırım General Egremont, Rahl'ın bilgiyi kızdan zorla alabileceğini düşündü. | Open Subtitles | اعتقد ان الجنرال "إيجرمونت" فكر في ان "رال" قد يمكنه الحصول علي المعلومات منها. |
| Ne yani? Demek ki, ağzından benden daha fazla laf alabileceğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنين أن بإمكانك أن تخرجي منهُ معلومات أكثر ممّا يُمكنني؟ |
| Onda almak istediğin bir şey gördün ve alabileceğini biliyordun. | Open Subtitles | لقد رأيت فيه شيئاً كنت تتوق إليه. وأدركت أن بإمكانك أن تسلبه إياه. |
| Yapımcı istersen biraz daha izin alabileceğini söyledi. | Open Subtitles | المنتج قال بإمكانك أخذ المزيد من الوقت لو إحتجت |
| Onu geri alabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنُّ بأنّ بوسعِكَ استعادته؟ |