Sırf bir davetiye alabilmek için herkes haftalarca sana yaranmaya çalışmıştı. | Open Subtitles | تتذكرون.. الجميع كان يهتف لك قبل اسابيع فقط للحصول على دعوة |
Yani bu onurlu makinist programını alabilmek için zeki olman gerektiğini söylemek istedim. | Open Subtitles | أَعْني، أنك ستصبح ذكيَ و جميلَ للحصول على الشرفِ في الدخول هندسة البرامجِ. |
alabilmek için gazete bayiindeki ihtiyar adamlardan birine vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب على الذهاب لآخر الطريق لأحد أكشاك صحف العجائز للحصول عليها |
Düzgün görüntü alabilmek için sana da, bebeğe de narkoz vermem gerekir. | Open Subtitles | لأحصل على صورة واضحة يجب أن أضعكِ و الطفل تحت التخدير العام |
Düzgün görüntü alabilmek için sana da, bebeğe de narkoz vermem gerekir. | Open Subtitles | لأحصل على صورة واضحة يجب أن أضعكِ و الطفل تحت التخدير العام |
-32,200$. Onu alabilmek için iki büyük koleksiyoncu ile yaristim. | Open Subtitles | لقد اعطيت عربون لاثنين من جامعى التحف, لاحصل عليها |
Cezaevindeyken üniversite diploması alabilmek büyük bir başarı. | Open Subtitles | ان تحصلي على شهادة وانت بالسجن هذا اثبات عظيم للقدرات |
Virüsün yayılmasını kontrol altına alabilmek için, sağlık kordonu oluşturmamızı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أوصي بأن نُنشئ حاجزًا وقائيًّا لإحتواء إنتشار الفيروس. |
...bu kişinin sonuç alabilmek için her şeyi yapabileceğini söylemez. | Open Subtitles | سوف تفعل وتقول كل ما يتطلبه الأمر للحصول على نتائج |
Temiz bir sonuç alabilmek için yapılabilecek son testi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أجري أخر تحليل ممكن إجرائه للحصول على نتيجة نقية، |
Bilgi alabilmek için seks kozunu oynamayı bilen bir tek sen değilmişsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الوحيد الذي يعرف كيفية استخدام الجنس للحصول على المعلومات. |
Hayır, hayır, insanlar tavsiye alabilmek için günah çıkarmanın korumasına ihtiyaç duymazlar. | Open Subtitles | لا , لا الناس لا يحتاجون حماية المُعترف له للحصول على نصيحة |
Bu kuruluştan düzgün bir cevap alabilmek için ne yapmalıyım ? | Open Subtitles | ماذا علي أن أفعل للحصول على إجابة مباشره من هذه الوكالة؟ |
Başka kimse zarar görmesin diye durdurmak zorundaydım, kontrol altına alabilmek için. | Open Subtitles | اضطررت للتوقف قبل يصب أي شخص آخر، للحصول على انها تحت السيطرة. |
gizlice bilgi alabilmek için, akla gelebilecek her yolu kullanıyordu, muhbirler veya telefon dinlemeleri gibi, bu resimde de gördüğünüz gibi. | TED | سخرت كل الأدوات الممكن تخيلها للحصول على المعلومات سريًا، مثل العملاء، أو التنصت على الهواتف، كما ترون في الصورة هنا. |
Ben bir jeofizikçiyim ve öğrenciyken kullandığım tüm yer bilim kitaplarımı kastediyorum. A alabilmek için yanlış cevaplar vermek zorundaydım. | TED | أنا جيوفيزيائي وأثناء دراستي, كل كتبي كانت عن علم الأرض كان ضروري أجابة الأسئلة خطأ للحصول على أعلى الدرجات |
Kızılcık alabilmek için yaşlı bir kadını dövmem gerekti. | Open Subtitles | اضطررت إلى ضرب عجوز بالعصا لأحصل على الصلصلة |
Bunları satın alabilmek için canla başla çalıştım, ve hiç kimse bunları benden geri alamayacak. | Open Subtitles | لقد فعلت المستحيل لأحصل على ثمن هذه الأشياء و لن يأخذها أحد مني |
Senden yardım alabilmek için dünyanın diğer ucunda mı yaşamalıyım? | Open Subtitles | هل ينبغي أن أعيش في الجانب الآخر من العالم لأحصل على مساعدتك؟ |
- Yardımını alabilmek için daha ne kadar soruyu cevaplamam gerekiyor. | Open Subtitles | --مامقدار اسئلتك التي يجب ان اجيب عليه لاحصل علي مساعدتك ؟ |
Evet , biliyorum öyle ama, yeşil kart alabilmek için sadece iki haftam var. | Open Subtitles | أنا اعرف ان هذا جنون لكني لدي أسبوعين فقط لاحصل علي الجرين كارد |
Anahtarları alabilmek için, uymadığın tek emrin bu olduğuna dua et. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون هذه الوصية الوحيدة التي تجاوزتيها كي تحصلي على هذه |
Virüsün yayılmasını kontrol altına alabilmek için, sağlık kordonu oluşturmamızı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أوصي بأن نُنشئ حاجزًا وقائيًّا لإحتواء إنتشار الفيروس. |