| Bayan Ashford, alınmayın ama kocanız bu kadına çok para harcamış. | Open Subtitles | سيدة أشفورد بدون إهانة لكن زوجك أنفق الكثير من المال على تلك المرآة |
| "Üzgünüm ama kocanız öldü senin ve bebeğinin, yaşamak için onun kanına ihtiyacı var." | Open Subtitles | انا اسف لكن زوجك قد مات وانتى والطفل كلاكما بحاجه الى دمائه كى تعيشو |
| ama kocanız faturalarını ödemekte ihmalci. | Open Subtitles | لكن زوجك يكره أن يدفع فواتيره انا آسف |
| Üzgünüm ama kocanız sizin oxycodonunuzu çalarak bayan öğrencilerini ilaçla uyutarak yıllardır onlara tecavüz ediyordu. | Open Subtitles | آسفة ولكن زوجك يسرق الأوكسيكودن الخاص بك ويستخدمه لتخدير طالباته النساء و يقوم باغتصابهم لسنوات |
| - ama kocanız şimdi daha iyi, değil mi? | Open Subtitles | ولكن زوجك بأحسن حال، أليس كذلك؟ |
| - Evet. Siz öğlen treni ile ayrılıyorsunuz. ama kocanız kalıyor. | Open Subtitles | سترحلين فى قطار الظهيرة ولكن زوجكِ لن يرحل |
| Sizin evinizdendi ama kocanız taşımıştı. | Open Subtitles | من منزلك، لكن زوجك من تركهم هناك |
| Bayan Phipps bunu söylediğim için üzgünüm ama kocanız öldü. | Open Subtitles | سيدة (فيبس)، أنا آسف لأخباركِ بهذا لكن زوجك قد مات |
| ama kocanız burda değil. | Open Subtitles | لكن زوجك ليس هنا |
| ama kocanız oldukça suçlu görünüyor. | Open Subtitles | لكن زوجك ، من الواضح انه مذنب |
| Üzgünüm ama kocanız artık benim hastam değil. | Open Subtitles | آسف لكن زوجك ليس مريضي |
| ama kocanız daha bir avukat bile tutmamış. | Open Subtitles | ولكن زوجك لم يعيّن محامياً بعد. |
| ama kocanız onu görmedik, dedi. | Open Subtitles | ولكن, زوجك قال انه لم يراها . |
| ama kocanız öldürdü. | Open Subtitles | ولكن زوجكِ قتله. |