| Yaptıklarım yüzünden kendimi yargıcın önünde bulmam an meselesiydi. | Open Subtitles | أجل، بطريقتي كانت مسألة وقت قبل أن ينتهي بيّ المطاف أمام قاض |
| Birinin bizi bulması bir an meselesiydi. | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت قبل أن يعثر أحد ما علينا |
| Kaçakçıların ortadan kalkmasıyla yozlaşmış polislerin o beleşçi hayatlarının sona ermesi an meselesiydi. | Open Subtitles | كانت مسألة وقت فحسب مع التهريب خارج اللعبة موجة الفساد أوشكت على النهاية |
| Özgürlüğümün geleceğini biliyordum, sadece an meselesiydi. | TED | عرفت أنني سأنال حريتي، المسألة مسألة وقت فقط. |
| O kadar kontrolden çıkacağını tahmin edemedim ama bir ailenin seni evlatlık alması an meselesiydi. | Open Subtitles | لم أعرف أن الأمر سيخرج السيطرة ولكن.. كان هذا مجرد مسألة وقت |
| Birinin blöfünü görmesi sadece an meselesiydi. | Open Subtitles | انها فقط مسأله وقت قبل ان يخدعك احدهم. |
| Onlara tüneli haber vermesi... an meselesiydi. Sizde onu öldürdünüz. | Open Subtitles | و لم تكن سوى مسألة وقت قبل ان يخبرهم عن النفق |
| Kızlardan birinin bana yaklaşması an meselesiydi. | Open Subtitles | كان مسألة وقت قبل واحد من الفتيات اقترب مني. |
| Ve Ultron'un onları silip süpürmesi sadece an meselesiydi... | Open Subtitles | انها فقط مسألة وقت حتى آلترون يبيد كل فرد منهم |
| Sana onu işaret ettiğimde onu yakalamanız an meselesiydi. | Open Subtitles | عندما وجهتك في اتجاهه كانت فقط مسألة وقت حتى تقبضوا عليه |
| Sizin için an meselesiydi. | Open Subtitles | أَعْني، هو كَانَ فقط مسألة وقت لَك إثنان. |
| Cesurca dövüşmüşlerdi, ama o an meselesiydi. | Open Subtitles | لقد قاتلوا بشجاعة لكنها كانت مسألة وقت فقط |
| Onu yakalamadan önceki gün an meselesiydi. | Open Subtitles | كانت مسألة وقت فحسب قبل أن يأتيها ذلك اليوم. |
| Virüsün mutasyona uğrayıp insan ırkını yok etmesi an meselesiydi. | Open Subtitles | كانت مسألة وقت فحسب حتى يظهر فيروساً يتحور الى شيء يمكنه الأطاحة بالجنس البشري. |
| Poliçeyi yükselttim çünkü ölmesi an meselesiydi. | Open Subtitles | لقد رفعتُ التأمين لأنّ الموت كان مُجرّد مسألة وقتٍ. |
| Buraya gelmeniz an meselesiydi. Bir çocuğu aradığınızı duydum. - Onu bulmuş olabilirim | Open Subtitles | إنها مسألة وقت حتى تأتي إلى هنا أعتقد بأنك كنت تحبث عن طفلة ؟ |
| Sen yapmamış olsan da, ölmeleri an meselesiydi. | Open Subtitles | لو أنك لم تفعلها .. فلكانت مسئله وقت فحسب |
| Lemon mülk sahibi olduğunda birisiyle çıkmaya başlaması an meselesiydi. | Open Subtitles | عندما تصبح ليمون مالكة فندق صغير كانت مجرد مسالة وقت حتى تبدا بمواعدة المساعدة |
| Birinin onun yüzünü görmesi ve oyunun sonunun gelmesi sadece an meselesiydi. | Open Subtitles | إنّها مسألة وقت قبل أن يتمكّن أحدهم من رؤية وجهه وحينها ستكون نهايته .. |