Evet işyerindekiler her Cuma T.G.I'ya gidiyorlar, ancak ben orayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | الكل في العمل ذهب إلى تي جي لكني لا احب ذاك المكان |
Deqo Mohammed : Annem beni çocukluğumda doktor olmak için hazırlıyordu ancak ben gerçekten istemiyordum. | TED | دوكو. دوكو: بالنسبة لي، كانت والدتي ترعاني وأنا طفلة لأصبح طبيبة، لكني لم أحب ذلك حقاً. |
Şu an hepimiz birer kurbağa yavrusuyuz. ancak ben sizin büyük bir kurbağaya dönüşmeniz ve büyük yeşil bir sıçrayış yapmanız konusunda ısrar ediyorum. | TED | الآن، نحن كلنا شراغيف. لكني أحثكم أن تكونوا ضفادع أكبر وتأخذوا تلك القفزة الكبيرة الخضراء. |
Bunun olup olmayacağını bilmiyorum ancak ben iyimser birisiyim. | TED | لا يمكنني القطع بحدوث ذلك أو عدم حدوثه, ولكنني متفائل. |
Ben, çoğu kişinin iki ayrı alan olarak düşündüğü bir şey için çalışıyorum. ancak ben bunların farksız olduğuna inanıyorum. | TED | أعمل فيما يظنه معظم الناس حقلين مختلفين، ولكنني أعتقد أنهما متماثلان. |
Kendinizi "insan" olarak gördüğünüzü biliyorum, ancak ben sizi %90 veya %99 bakteri olarak görüyorum. | TED | انا ادرك إنكم تنظرون لانفسكم كبشر ولكن انا اراكم تسعون او تسعه و تسعون بالمائه بكتريا |
Annem inkâr ediyor ancak ben hatırlıyorum. | Open Subtitles | ، أمي تقول بأن هذا ليس حقيقيا . .. لكني أتذكر هذا |
Annem inkâr ediyor ancak ben hatırlıyorum. | Open Subtitles | ، أمي تقول بأن هذا ليس حقيقيا . .. لكني أتذكر هذا |
Albay O'Neill kendisiyle beraber balığ gitmemi önerdi, ancak ben bunu daha dinlendirici buldum. | Open Subtitles | الكولونيل أونيل سألني الذهاب للصيدمعه لكني بصراحة أرى هذا أكثر راحة |
Tüm vaktimi müşterilerim hakkında yazarak geçirdim, ancak ben de müşteri olmanın nasıl bir his olduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | لقد قضيت طوال الوقت اكتب عن الزبائن لكني اتسأل ماهو شعورك عندما تكون زبوناً |
Bana duygusal diyebilirsin ancak, ben hep bizi bir otelde birinci sınıf kızlarına çakarken hayal etmişimdir. | Open Subtitles | قل عني عاطفي و لكني سأتصورنا دائماً في نُزُل . نتصافح على ظهور الطالبات الصغيرات |
Genellikle siyah karga ölmenize alamettir ancak ben sadece ölü atların arasına indim. | Open Subtitles | عادةً، غرابٌ أسود يُنبئك أن أجلك قد انتهى، لكني هبطت فحسب بجوار حصانٍ نافق |
ancak ben bu insanlarla kaldım ve bir şeyler yapmaya çalıştım. yapabileceğim en küçük şeyleri bile. | TED | لكني بقيت مع أؤلئك الناس، وكنت أحاول فعل شئ -- أقل شئ أستطيع فعله. |
ancak ben zemindeki sade baskıya sadık kaldım. | TED | ولكنني تمسكت بالطباعة البسيطة على الأرض. |
Peki, ancak ben de buradaydım şu şey, yani otobüs- | Open Subtitles | ..نعم، ولكنني كنت هنا حينما .. الشيء.. الحافلة.. |
Buna minnettarım ancak ben onlardan biri değilim. Öyle. | Open Subtitles | وأنا أقدر ذلك، ولكنني لست واحدة منهم، وهذه نهاية الأمر. |
- Bilmiyorum, ancak ben onu arkada bırakamayacağımı ve başarısız olamayacağımı biliyorum. | Open Subtitles | لا اعلم ولكنني أعلم أنني لن اتركه خلفي وأنا اعلم أن هذا لا يحتمل الفشل |
ancak ben kalıp, ata baktım. | Open Subtitles | ولكنني جلست والقيت نظرة لقد كان وجها نائما انت تعرف |
Leydim, umarım kusuruma bakmazsınız ancak ben kalacak mıyım, gidecek miyim? | Open Subtitles | سيدتي, أتمنى أنك لا تمانعين ولكنني أريد أن أعلم إن كنت سأبقى أم سأرحل |
Şimdi, bir küçük kaçamak dipnot: Sonny Bono'nun Cumhuriyetçi olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak ben inanmıyorum. | TED | حالياً، المماحكة الصغير للغاية من الحاشية، سوني بونو، يمكنكك القول، أنه جمهوري، ولكن انا لا اقبل ذلك. |
ancak ben sizlere bir imtiyaz sağlayacağım. | Open Subtitles | ولكن انا سوف أعطيكم امتياز. |