| Şunu iyice anla Clouseau. Seni dedektif yaptığımda Bu çok yetenekli olduğundan değil, | Open Subtitles | افهم شيئاً ,عندما عينتك مفتشاً لم يكن لأني رأيت فيك أي قيمة كمفتش |
| Bir numaralı basit kural: Diğerlerinin ne yaptığını anla. | TED | القاعد البسيطة الأولى: افهم ما الذي يقوم به الناس الآخرين. |
| Neler yaşadığını anlıyorum. Lütfen anla ki onun iyiliği için buradayım. | Open Subtitles | أنا أعي ما تمرّين به والرجاء أن تفهمي بأني هنا لمصلحته |
| Buraya ihanet etmem için bir sebep olmadığını anla seni burada her gün görmek için reddetmeyeceğim inanç yok. | Open Subtitles | لدا افهمي من فضلك أنه لا وجود لسبب لكي لا أخون ليس هناك اعتقاد لن أنكره ببساطة لأكون هنا لرؤيتك |
| Bunu anla. Asla borçlu değildim ve hâlâ da değilim. | Open Subtitles | إفهم ذلك أنا أبدا لا عندي وأنا ما زلت لا |
| Ben senin cekincelerini anliyorum ama sen de beni anla! | Open Subtitles | أتفهّم من أين أتيتَ، لكن تفهّم من أين أتيتُ |
| Bunu yapmak zorundaydım. Lütfen beni anla. | Open Subtitles | أرجوكِ أن تتفهمي أنه يجب عليّ أن أفعل هذا |
| Neden böyle bir duruma dönüştüğünü, kimin bu durumu bu hale getirdiğini ve kimin böyle kalmasını istediğini anla. | TED | افهم لماذا وضعت بهذه الطريقة من الذي جعلها كذلك، ومن يريد أن يبقيها كذلك. |
| "Han, Han anla, ben ayrıcalık yapmayı satın alamam." | Open Subtitles | هان, هان افهم, أنا فقط لا أستطيع تحمل اى استثناء |
| Lütfen anla, eğer savaşmıyorsam-- Kılıçla daha iyidir. | Open Subtitles | رجاء افهم أنا لست مقاتل آه. أحسّن بالسيف. |
| Rakesh lütfen anla. Gelemem. | Open Subtitles | راكيش من فضلك افهم انا لا استطيع ان اعود |
| Senin ya da benim için değil, bebek için, lütfen, anla. | Open Subtitles | ليست لي أو لك ، إنها للطفل ، أرجو أن تفهمي |
| Bebeğim anla artık, bir erkek hiçbir şey hissetmese de çekici bulduğu her kadınla yatar. | Open Subtitles | حبيبتي عليك أن تفهمي ، الرجل سينام مع أي فتاة يجدها جذابة مهما كانت مشاعره نحوها |
| Lütfen sana daha çok bir dadı gözüyle baktığımı anla. | Open Subtitles | رجاءً افهمي أنني لا أفكر بك أكثر من مربية |
| Şunu anla kadın, bu görüşme çok gizli. | Open Subtitles | افهمي يا امرأة هذا الاجتماع خفي |
| 'Bilimin harikalarını eğlenerek anla, keşfet.' | Open Subtitles | لا تفرط بالمذاكرة إفهم و ذاكر ، إستمتع بالعلم |
| Ama kutsanmadan önce, seni alevime çeken şeyin içgüdülerin olmadığını anla. | Open Subtitles | وفي كلّ دمعةٍ تُذرف إلى مدى الأيّام ولكن قبل تعميدك، تفهّم أنّكَ لم تأتِ إلى لهيبي هنا على سليقتكَ، |
| anla lütfen, ben sadece kendimi koruyordum. | Open Subtitles | التقط يجب أن تتفهمي موقفي لقد كنت أحمي نفسي فحسب |
| Hedefini gör, neyi amaçladığını anla, ve yayı öyle bırak. | Open Subtitles | رؤية هدفك إفهمي مالذي تصوبين نحوه وجسدياً دعي السهم يطير |
| Ama lütfen anla beni. Reddederse en yüksek ceza için çabalayacağım. | Open Subtitles | لكن أرجوك افهميني إذا رفض ذلك، سأسعى وراء العقوبة القصوى |
| Lütfen beni anla. Mühür yüzünden neredeyse hayatımızdan olacaktık. Yok edilmesi lazım! | Open Subtitles | أرجوك، إفهمني , هذا الختم كان سيقتلنا يجب أن يُحطم |
| Seni seviyorum ama anla şunu bu aynı şey değil | Open Subtitles | اصغ,أنا أحبك ولكن عليك أن تفهم هذا ليس نفس الشىء |
| Bir polis olduğumu anla. Senin gibileri hapse atarım. | Open Subtitles | أنت تفهم بأنني شُرطية، أنا من يقبض على أمثالك |
| anla beni, birinin hayatını almayı küçümsemiyorum kesinlikle. | Open Subtitles | وافهم ، أنني لا أقلل من حقيقة عظم مسألة . قتل أحدهم |
| anla artık. | Open Subtitles | رتّبْه. |
| Şunu anla dostum, Calvary gelmeyecek. | Open Subtitles | فكّر بالواقع في رأسك يا رجل سلاح الدفاع الجوي لن يأتي |
| Geri dönecek kadar iyileşmedim. Lütfen beni anla. | Open Subtitles | أنا أشعر أني لم أشف بعد بما فيه الكفاية لذلك أفهمني |