| Özel tim tarama yapıp bunu bulduğunda tetikçinin burada olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | عندما يقوم الفريق بالبحث و إيجاد ذلك سيعلمون أنّ المنفذ هُنا |
| Buralı olmadığımı yürüyüşümden anlayacaklar. | Open Subtitles | سيعلمون ذلك من طريقة كلامي أنني ليس من المنطقة |
| Onlar bilimadamı. Kanıt gösterildiğinde hatalı olduklarını anlayacaklar. | Open Subtitles | إنهم علماء ، و سيعلمون أنهم مخطئون عندما يرون الدليل |
| Ama er ya da geç işin ceremesini "çekmediğimi" anlayacaklar. | Open Subtitles | ولكن حتماً سيكتشفون أنّني لا أحصل على نصيبي من العبء |
| Bir kadın görüyorlar, kılık değiştirdiğimizi anlayacaklar. | Open Subtitles | إذا مرّوا ورأوا امرأة سيفهمون بأننا متنكرون |
| Ama er ya da geç işin ceremesini "çekmediğimi" anlayacaklar. | Open Subtitles | سيدركون حتماً أنّني لا أقوم بأخذ نصيبي من السائل حرفياً |
| Şimdi annemler evde biri olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | الآن سيعلم أبواي أنني إستقبلت أناساً هنا |
| Bence dava kabak tadı veriyor, delillerim uygun değil yeterince hazırlıklı değilim, insanlar ne yaptığımı bilmediğimi anlayacaklar ve bütün bu yıllar boyunca bir saçmalık uğruna çabalamışım. | Open Subtitles | اعتقد ان القضيه سيئه وان تجهيزاتي غير مرتبه وانني غير جاهزه بعد وان الناس سيعلمون انني كنت الهو طوال هذه السنين |
| Ama onlar bizi tanımıyor. Bir sorun olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | ولكن هم لايعرفوننا سيعلمون بأن هنالك خطأً ما |
| Bunu yaparsak, birkaç saniye sonra birilerinin burada olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | فحالما نقوم بهذا سيعلمون أن ثمة أمراً هنا بالأعلى بثوانٍ قليلة |
| Aramadım bile. Eve gelmediğimi anlayacaklar. - Saat 4:30! | Open Subtitles | يا إلهي يجب علي العودة للمنزل ، حتى لم أقم بالإتصال سيعلمون بعدم عودتي للمنزل ، إنها الرابعة و النصف صباحاً |
| Orada birinin olduğunu anlayacaklar. Uzaylı pilotlar kendilerini gömmez. | Open Subtitles | سيعلمون أنه كان يوجد شخص هنا فلن يستطيع الطيار الفضائي دفن نفسه |
| Birilerinin orada olduğunu anlayacaklar. Uzaylı pilotlar kendi kendilerini gömmezler. | Open Subtitles | سيعلمون أن ثمّ أحد كان هناك، فطيار فضائي لن يدفن من تلقاء نفسه. |
| Onun 28 yaşında şeker hastası bir adam olmadığını anlayacaklar. | Open Subtitles | سيكتشفون أنه ليس مريض سكري في الثامنة والعشرين من عمره |
| Bir hata yaparsak, gerçekte kim olduğumuzu anlayacaklar. | Open Subtitles | انهم سيكتشفون من نحن بالفعل اذا ارتكبنا بعض الاخطاء |
| An itibariyle bittik. Kayıtları bizim çaldığımızı anlayacaklar. | Open Subtitles | نحن متورطون للغاية سيكتشفون أننا قمنا بسرقة بعض السجلات |
| Sonra gelişmiş bilimleri ve çıkardıkları sonuçlar bu gizemi çözmeye yetmeyince insanlar sonunda anlayacaklar. | Open Subtitles | ثم , عندما تفشل العلوم المتقدمة و الثقافة لحل هذه الظاهرة الغريبة البشر اخيرا سيفهمون |
| Bir gün, sen o kitabı bitirdiğinde, anlayacaklar. | Open Subtitles | يوم ما سيفهمون عندما تنتهي من ذلك الكتاب |
| İşim bitince anlayacaklar, ve doğru söylediğimi görecekler. | Open Subtitles | سيدركون أن كل ما أخبرتهم به حقيقى عندما أفعلها |
| İnsanlar görür görmez onun suçlu olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | لو أن أحد قام برؤيته سيعلم أنه من قام بفعل ذلك |
| Onlara benim sana göstereceğim şeyler gösterdiğinde anlayacaklar. | Open Subtitles | عندما تريهم الأشياء التي سأريها لك سيتفهمون |
| Bu işi bitirdiğimize, kazandığımızda ve onların orada kıçlarını tekmelediğimizde, ve bütün o lanet olası orospu çocuklarını dar ağacında sallandırdığımız zaman, o zaman kendimizi göstermiş olacağız, bizi anlayacaklar ve kabul edecekler. | Open Subtitles | هذا الشيء سنتغلب عليه ونربحه, ونركل مؤخراتهم وكل ابناء العاهره , نعلقهم على المشنقه, بذلك الوقت انت اثبت نفسك والجميع سيفهمك ويتقبلك |
| Onu geç yakında onlarda anlayacaklar. | Open Subtitles | الى جانب أنهما سيكتشفان الأمر بنفسيهما فى النهاية |
| Onlar da anlayacaklar ki bu cinayeti ben işlemedim, işleyemezdim, işlemezdim. | Open Subtitles | وأنهم سيجدون الحقيقة، مثل ماهي بأنني لم.. ولن ولستُ أستطيع إرتكاب هذه الجريمة. |
| IA'in tek yapması gereken seri numaralarını karşılaştırmak. O zaman çalınan paralarla uyuşmadıklarını anlayacaklar. | Open Subtitles | جلّ ما ستقوم به الداخليّة تفقد الرقم التسلسليّ، و سوف يعلمون بأنّها ليس مطابقاً للمال المسروق |
| İçeride bizimle çalışan bir köstebek olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | سيعرفون أن احداً في الداخل كان يعمل معنا |
| Bunun bir numara olduğunu anlayacaklar! | Open Subtitles | سيكتشفونه من خلال روايته |
| Hatalarını anlayacaklar. | Open Subtitles | انهم سوف تأتي إلى رشدهم. |