| Bu da doğanın bir başka yüzü, bizim anlayamadığımız yüzü. | Open Subtitles | أنه مثل الجانبِ الآخرِ للطبيعةِ، جانب لسنا مؤهلين لكي نفهمه |
| Onun geldiği yerde bizi anlamadığımız yahut anlayamadığımız çok şey var. | Open Subtitles | ثمّة في أرضه الكثير ممّا لا نفهمه أو نعجز عن فهمه |
| Sanki artık programlama yapmıyoruz, tam olarak anlayamadığımız bir bilinç geliştiriyoruz. | TED | الأمر كما لو أننا لم نعد نبرمج بعد الآن، بل نقوم بتنمية ذكاء نحن لا نفهمه حق الفهم. |
| Yer çekimi göremediğimiz ve anlayamadığımız şeylerden birisi. | TED | الجاذبية هي أحد الأشياء التي لا نراها والتي لا نفهمها. |
| anlayamadığımız bağlar... anlamaya gerek duymadığımız. | Open Subtitles | روابط لا نستطيع فهمها ولا نحتاج ان نفهمها |
| Böyle kukla gibi kullanılmak? Hiç anlayamadığımız bir mücadelenin içinde olmak? | Open Subtitles | أن نستعمل كألعاب لنقاتل بحرب نحن بالكاد نفهمها |
| Pilotlar bilindik yerçekimi kuvvetlerine karşı bağışık durumdalar. Tamamen anlayamadığımız... | Open Subtitles | الطيارون محصنون للقوة الاعتيادية نحن لا نفهم بالكامل |
| Bazıları bilginin henüz anlayamadığımız bir şekilde kaçan radyasyonda şifrelendiği teorisini sundu. | TED | يتبنى البعض نظرية مفادها أن المعلومات مشفّرة في الأشعة المنبعثة، على نحوٍ لا نفهمه حتى الآن. |
| Görünüşe göre makineler, bizim anlayamadığımız bir şey aracılığıyla, kendilerini kontrol ediyorlar ve bu olay cinayet işleme safhasına geliyor. | Open Subtitles | يبدوا ان الالات تشغل نفسها تحت تـأثير شئ لا نفهمه وتتجه الى ارتكاب الجرائم |
| Bu kasabada, anlayamadığımız bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | هناك شيء يحدث في هذه المدينة ونحن لا نفهمه |
| - Belki daha öte bir anlamı var, henüz anlayamadığımız bir şey. | Open Subtitles | ربما إنه يعني شيئاً كبيراً، شيئاً لا يُمكننا أن نفهمه بعد. |
| Bu Amerika Birleşik Devletleri'nin çocuklarımızı anlayamadığımız bir şeyden korumak için yürüttüğümüz önemli ve federal bir harekat. | Open Subtitles | هذه حكومة اتحادية سيادية للولايات المتحدة الأمريكية تحاول حماية أطفالنا من تهديد لا نفهمه بالشكل الكامل |
| Belki de henüz tam olarak anlayamadığımız beynin bazı mekanizmalarıdır. | Open Subtitles | ربما فقط من طريقة عمل الدماغ هذا ما لا نفهمه تماما الآن |
| anlayamadığımız bir karanlık gücün nefesini hissediyorum ensemde. | Open Subtitles | من بعض قوة الظلام الذى لا نفهمه على الإطلاق |
| Hâlâ bizim henüz anlayamadığımız bir amaç için savaş verdiğini hissediyorum. | Open Subtitles | لكني أشعر أنه يناضل لأجل شيء لم نفهمه بعد |
| Hala anlayamadığımız ve teoriyi daha da geliştirebilecek şeyler olabilir, | Open Subtitles | قد يكون هناك أشياء لم نفهمها بعد من شأنها أن تحسن هذه النظرية |
| Yine de hala tam olarak anlayamadığımız birkaç tane gizli hastalık var. | Open Subtitles | ولكن ماتزال هناك بعض الأمراض الكامنة والتي لا نفهمها تماماً |
| Halüsinojenik elementlerle birlikte daha anlayamadığımız şeyler de var. | Open Subtitles | هناك بعض عناصر الهلوسة لكنها أشياء أيضاً لم نفهمها بعد |
| Görüyorsunuz ya, cesette tam anlayamadığımız bir iz vardı. | Open Subtitles | هناك علامة على الجثة لم نفهمها |
| - Kontrol edemediğimiz güçler veya anlayamadığımız. | Open Subtitles | ! لقوىً لايمكننا أن نتحكّم بها أو نفهمها |
| Eğer katil oysa henüz anlayamadığımız bir şekilde yolumuzu tıkıyor. | Open Subtitles | وليس هُناك عذر . -حسناً، إذا لمْ يكن القاتل ، فربّما له علاقة بجريمتي القتل بطريقة لا نفهمها بعد. |
| Adını nasıl telaffuz ettiğini anlayamadığımız için ona "kedi yiyen yaratık" diyoruz. | Open Subtitles | لا نفهم كيف ننطق اسمه اللعين "لذا فنسمه فقط "الكائن آكل القطة |