| anne babasının birbirine böyle davrandığı bir evde büyümesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريدها ان تكبر في بيت يتعامل فيه والديها بهذه الطريقة |
| anne babasının kırkıncı yıldönümü için. | Open Subtitles | انه .. انه من اجل نخب ذكرى زواج والديها الاربعين |
| anne babasının ve oğlunun adını, adresini yazıp birine bir şey anlatırsa onlara zarar vereceğini söylemişsin. | Open Subtitles | و كتبت أسماء والديها و إبنها و عناوينهم. و قلت لها إن أخبرتِ أحد، سوف تقوم بإيذائهم. |
| hiçkimse anne babasının isteklerini bu kadar acımasızca reddedemez! | Open Subtitles | لا أحد هناك يعارض أمنيات والديه بلا رحمة هكذا |
| anne babasının evde olmadığını bilmiyorlarmış. | Open Subtitles | والديك لا يعرفون بأن والديه ليسوا في المنزل |
| Faith'in anne babasının ona ne olduğunu anlaması, ölmeden önce neye bulaştığını öğrenmesi ne kadar sürerdi? | Open Subtitles | لكم من الوقت كان سيأخذ (قبل أن يعرفوا والدا (فيث مالذي حدث لها مالذي كانت تنوي فعله |
| Ian, anne babasının kendisine çocuklarını öldüren bir cadının adını verdiği... | Open Subtitles | و تحدثت مع فتاه سماها أبواها على اسم ساحرة |
| Fakat anne babasının bütün parasını kaybettiğini ortalığa yaydın. | Open Subtitles | وقد نشرت للناس ان والديها قد فقدا اموالهم |
| anne babasının boşanması en basit tabirle hoş bir durum değildi diyelim. | Open Subtitles | طلاق والديها لا , أقل ما يقال بأنه لطيف جداً |
| Yani Elena'nın anne babasının öldüğü gece ikiniz birden kasabadaydınız. | Open Subtitles | لذا كلاكما كان في المدينة ليلة موت والديها. |
| Sevgilim Yeva' nın tek isteği anne, babasının ve sevgili Ana' nın burada olmasıydı. | Open Subtitles | وقال لي يا حبيبي حبيبة أن أعظم أمنيتها هو أن والديها وعزيزتنا أنا هنا. |
| Çilleri olmayan bir genç kız oldu, eğri gülüşüyle, kendi arkadaşlarının evinde niçin karanlık oda bulunmadığını anlayamadan, anne babasının öpüştüklerini, el ele tutuştuklarını hiç göremeden. | TED | كبرت الطفلة لتصبح فتاة بلا نمش، ابتسامتها معقوفة، لَم تفهم لِم لا توجد غرف تحميض في منازل أصدقائها، لَم تر والديها قط يتبادلان القبَل، أو يتشابكان الأيدي. |
| Ölen genç kadının elbisesi anne babasının evinde sergileniyor. | Open Subtitles | ثوب المرأة الشابة المتوفاة... معروض في منزل والديها. |
| Yasın yedinci gününde, anne babasının mezarının başında gördüm ve konuşmak istedim. | Open Subtitles | في اليوم السابع من العزاء ذهبت إلى قبر والديها أردت أن أتكلم معها ، |
| Artık, banka hesabındaki parayı anne babasının ve kardeşlerinin adını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف حسابه المصرفي الآن والديه و أسماء من اشقائه. |
| Artık, banka hesabındaki parayı anne babasının ve kardeşlerinin adını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف حسابه المصرفي الآن والديه و أسماء من اشقائه. |
| Sonra da anne babasının evindeki iğrenç nemli bodrumda yaşadğını, köpeğinin dizinde kireçlenme olduğunu bu nedenle merdivenlerden düştüğünü... bu nedenle onu sürekli bebek arabasında yanında taşıdığını öğrendim... | Open Subtitles | ثم علمت أنه يعيش في القبو في منزل والديه وأنه مكان رطب جداً وأن كلبه لديه إلتهاب مفاصل بعد أن سقط من السلم والأن يجب أن يُحمَل كحقيبة سفر |
| Üvey anne babasının isimlerini bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | حسنا, يقول أنه, لا يعرف أسماء والديه بالتبني |
| Henry'nin anne babasının bana olan davranışları, söyledikleri o şeyler sanırım beni yeterince fena incitebilirlerse babanı terk edeceğimi düşündüler. | Open Subtitles | والدا (هنري)، الطريقة التي عاملوني بها، الأشياء التّي تفوّهوا بها... أعتقد أنّهم كانوا يحاولون أن يجرحوني بشدّة، لدرجة أنّني سأحاول الإبتعاد عن والدك. |
| Henry'nin anne babasının bana olan davranışları, söyledikleri o şeyler sanırım beni yeterince fena incitebilirlerse babanı terk edeceğimi düşündüler. | Open Subtitles | والدا (هنري)، الطريقة التي عاملوني بها، الأشياء التّي تفوّهوا بها... أعتقد أنّهم كانوا يحاولون أن يجرحوني بشدّة، لدرجة أنّني سأحاول الإبتعاد عن والدك. |
| anne babasının Victoria'daki Hammerstein'da akrobat olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أن أبواها يلعبان الألعاب البهلوانية فى " هامرستين " فى فكتوريا |