| Ya olanlarla bir ilgisi vardı, ya da pardon ama anlamayacak kadar aptaldı. Her iki durumda da öyle birini burada çalıştıramam. | Open Subtitles | و اغفر لي في قول هذا, أو كان غبياً و في الحالتين لا يمكنني استخدامة |
| Bill Hastings başına gelen şeyi hak eden yaşlı bir aptaldı. | Open Subtitles | كان بيل هاستينغ مسناً غبياً يستحق ما حصل له |
| O zamanlarda bir aptaldı ve muhtemelen şu anda da bir aptaldır. | Open Subtitles | إنه أحمق ذلك الوقت و ربما مازال أحمقاً الآن |
| Ayrıca o arabanın altına sarhoş bir şekilde girecek kadar da aptaldı. | Open Subtitles | و كان حقاً أحمقاً لأنه قتل نفسه تحت السيارة. تعالي هنا. |
| İIk iki Donanma personeli aptaldı, ama patronları aptal değil. | Open Subtitles | هؤلاء البحارة الأخرين كانوا أغبياء لكن رئيسهم لم يكن كذلك |
| Dünyada bununla yaşayamayacak olduğuna inanacak kadar aptaldı... | Open Subtitles | كان أحمقا بما يكفي ليؤمن بأن العالم الذي نحيا به.. |
| Yani adam çok aptaldı, yatakta kötüydü, alkolikti... | Open Subtitles | لقد كان أحمق ، قبيح ، سيء في الفراش .. مدمن خمور |
| Çünkü buraya gelmesinin bir sebebi olduğuna inanacak kadar aptaldı. | Open Subtitles | لأنّه كان غبيّاً بما يكفي ليعتقد بأنّه أحضِر إلى هنا لسبب ما |
| - Genç ve aptaldı. | Open Subtitles | لقد كان صغيراً وغبياً |
| Ama hayatımda tanıdığım tek sağır kişi, aptaldı. | Open Subtitles | ولكن الشخص الوحيد الاصم اللذي اعرفه كان غبياً |
| O kadar aptaldı ki, g-stringini bile ters giyerdi. | Open Subtitles | لقد كان غبياً للغاية بقيامه بارتداء ملابسه الداخلية المثيرة معهم |
| Kime çektiğini bilmiyorum. Babası çok aptaldı. | Open Subtitles | لا أعلم من أين ورث ذلك، والده كان غبياً جداً |
| İyi bir adam. Biraz aptaldı. | Open Subtitles | شيئا مآ كآن غبياً مثل ، كيلسو هنآ. |
| Kadınları konusunda hep bir aptaldı. | Open Subtitles | . إنه دائماً أحمقاً من أجل نسائه |
| Brooklyn'li sıska çocuk, kavgadan kaçmayacak kadar aptaldı. | Open Subtitles | كان هناك رجل من "بروكلين" كان أحمقاً للغاية بحيث لم يهرب أثناء شجار. |
| Antony bir aptaldı. | TED | أنطونيو كان أحمقاً. |
| Hepsi tam birer aptaldı, ama zengin aptallar! | Open Subtitles | لقد كانوا جميعهم أغبياء، لكنهم أغبياء أغنياء. |
| Boston'da 68 okul var. Benim grubumdaki çocuklar neden bu kadar aptaldı acaba? | Open Subtitles | هناك 68 جامعة في بوسطن لم الأطفال في مجموعتي أغبياء جداً؟ |
| O bir dolandırıcıydı ve dolandırdığı insanlar da aptaldı. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كان مخادعاً والناس الذين خدعهم كانوا أغبياء |
| Bunu yapacak kadar aptaldı. | Open Subtitles | كان أحمقا لهذه الدرجة, |
| Oh, kocam zayıf bir aptaldı. | Open Subtitles | زوجى كان ضعيفا أحمقا |
| Oğlunsa çok aptaldı ve dediklerini anlayamadı. | Open Subtitles | ولكن إبنك كان أحمق جداً ولم يستوعب ذلك |
| Çünkü buraya gelmesinin bir sebebi olduğuna inanacak kadar aptaldı. | Open Subtitles | لأنّه كان غبيّاً كفايةً لاعتقاده أنّه جيءَ به إلى هنا لسبب |
| Fredo zayıf ve aptaldı. | Open Subtitles | فريدو كان ضعيفاً وغبياً. |