| Tamam. Dinle, eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni arayabilirsin. | Open Subtitles | لو احتجتي أي شيء، لا تترددِ في الاتصال بي |
| Her kimse işte, onu tekrar arayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك معاودة الاتصال به، مهما كان المتصل |
| Ben de yalnız yaşıyorum. Her zaman arayabilirsin. | Open Subtitles | ، أعيش بمفردي أيضاً تستطيعين الإتصال بي في أي وقت |
| Şirketi arayabilirsin ama, yerinde olsam beklemezdim. | Open Subtitles | يمكنك الإتصال بالشركة لكن يجب انتظارة ليعود مرة أخرى |
| Onu görürsen beni arayabilirsin ama şimdilik yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حسن, متى مارايتيه اتصلي بي ولكن الان لايمكنني فعل شئ |
| Dilimizi öğrenince beni arayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتصلي بي عندما تتعلّمين اللغة الإنجليزية |
| Beni istediğin zaman arayabilirsin. Hoşça kal tatlım. | Open Subtitles | إتصلي بي في أي وقت، إلى اللقاء يا عزيزتي |
| Ama diğer hattan onu arayabilirsin, ve ona hatta olduğumu söyleyebilirsin, değil mi, lütfen? | Open Subtitles | ولكن بإمكانكِ الاتصال به على الخط الآخر وتُخبريه بأنني أنتظر على الخط الآخر، أيمكنكِ ذلك، رجاءً؟ |
| biz zaten günün 24 saati hazir oldayiz, bizi herzaman arayabilirsin. tamam mi? | Open Subtitles | على كل حال بما اننا ننتظر الطفل طوال الوقت يمكنك الاتصال بنا فى اى وقت,حسنا؟ |
| Evde çalıştığımız için hep buradayız, arayabilirsin. | Open Subtitles | نحن نعمل بالمنزل لذا نحن دائما لامنزل إن أردت الاتصال |
| Biliyorsun, beni canın istediğin zaman arayabilirsin. | Open Subtitles | تعلمين، تستطيعين الاتصال بي حينما تريدين |
| Eğer bunu yapabilirsen, kız kardeşini tekrar arayabilirsin. | Open Subtitles | لذا افعل ذلك ثم يمكنك الاتصال بشقيقتك مجدداً |
| Yani başın bir derde girerse birine ihtiyaç duyarsan, beni istediğin zaman arayabilirsin. | Open Subtitles | لذا إن وقعتِ في ورطة فقط اعرفي أنه بإمكانكِ الإتصال بي |
| Eğer istersen, önce arayabilirsin. Ya da ben arayabilirim veya... her ne... her ne istiyorsan. | Open Subtitles | لو تريدين, يمكنكِ الإتصال بها أولاً, أو يمكنني فعل ذلك, لا أعلم, أياً يكن ما تحتاجين. |
| Telefon holün sonunda. Gerektiğinde beni arayabilirsin. | Open Subtitles | يوجد هاتف في نهاية الردهة يمكنك الإتصال بي |
| İstediğin zaman beni cep telefonumdan arayabilirsin. | Open Subtitles | خذي. اصغِ، اتصلي على هاتفي الخلوي بأي وقت؟ |
| Bir dahaki sefere benimle konuşmak istediğinde beni arayabilirsin. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تريدين فيها التحدث معي فقط اتصلي بي |
| Dilimizi öğrenince beni arayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتصلي بي عندما تتعلّمين اللغة الإنجليزية |
| Anlıyorum. Fikrini değiştirirsen beni ne zaman istersen arayabilirsin. | Open Subtitles | أتفهم ذلك ، إذا غيرتِ رأيكِ إتصلي بي في أي وقت |
| Ne olursa olsun, beni arayabilirsin. Anlıyor musun? Selam, ben Harrison. | Open Subtitles | يمكنك دائماً أن تتصل بي مهما حدث أتفهمني ؟ |
| Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, konuşmak istersen beni arayabilirsin. | Open Subtitles | ...أنتِ إن فكرتي بأي شيء, تريدين التحدث بشأنه أتصلي بي |
| Ben St. Tropez'de bir estetik cerrah buldum. Onu arayabilirsin. | Open Subtitles | لقد وجدتُ جراحاً تجميلياً في شارع تروبز يمكنك مكالمته |
| Bak ne diyeceğim. Beni her an, ne sebeple olursa olsun arayabilirsin. | Open Subtitles | أريدك أن تتصلين بي في أي وقت لأي سبب |
| Ve aramak istediğinde, ne zaman olursa olsun arayabilirsin beni. | Open Subtitles | و متى ما أردتي , بإمكانك مكالمتي |
| Eğer uydurduğumu düşünüyorsan, asistanımı arayabilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت أعتقد أنني قد أدلى به للتو أن ما يصل، يمكنك استدعاء مساعد بلدي. |
| Beni bu numaradan arayabilirsin, veya buna mesaj atabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الأتصال بي على هذا الرقم أو ترسلي لي رسالة على هذا العنوان. |
| Sana kartımı veriyim, bir ara beni arayabilirsin. | Open Subtitles | ينبغي أن أعطيكِ بطاقتي، ويمكنك مهاتفتي أحياناً. |
| Ve şimdi sen üstümü arayabilirsin. | Open Subtitles | نعم ...الآن أنتى تستطيع تفتيشي |
| - Yerini söylemek için onları arayabilirsin. | Open Subtitles | ألا يمكنكِ مهاتفتهم لتخبريهم بمكانكِ |