| Hayır, onunla gider, onu koruruz ve şu yaratık arkadaşımızı ararız. | Open Subtitles | كلاّ بل نذهب معها ونحميها ونبقي عيوننا مفتوحة على صديقنا المفترس |
| Ivan, yarın sabah bizi ve arkadaşımızı taşıyıp yardımcı olabilirmisin? | Open Subtitles | ايفان هل يمكن ان تقودنا الي صديقنا في الصباح ايضا؟ |
| arkadaşımızı anmak için uygun... | Open Subtitles | عواطفنا في هذه اللحظة تمنعنا من إيجاد كلمات مناسبة لوصف صديقنا |
| Bir de arkadaşımızı eve bırakmam gerekecek. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنّ علي اصطحاب صديقتنا إلى البيت. |
| Kamyoncunun biri, iki arkadaşımızı rehin aldı. | Open Subtitles | سائق الشاحنة هذا قام باختطاف اثنان من أصدقائنا |
| Genç ve kültürlü arkadaşımızı, selamlamama ve, bu göreve layık görülebilmesi için öncelikle piskopos olması gerektiğini hatırlatmama izin verir misiniz? | Open Subtitles | هل لي بطلب الإذن بتحية صديقنا الشاب والمثقف، ذلك أنني لاحظته عندما عيّن بداية رئيسا للشمامسة |
| Genç arkadaşımızı fazla beklettim galiba. | Open Subtitles | حسناً .. أعتقد أنني ربما أبقيت صديقنا الصغير ينتظر طويلاً بما يكفي. |
| Bay Diamond, arkadaşımızı kurtarmak için bize yardım etmelisin. | Open Subtitles | سيد.ديموند , انت سوف تساعدنا في انقاذ صديقنا |
| Jonesy, dostumuzu, Scooby-Doo arkadaşımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | جونزى .. كنت أفكر فى صديقنا صديقنا سكوبى |
| Baba, arkadaşımızı Garbha'ya götürmemize izin vermiyor. | Open Subtitles | أبي ، إن أمي لا تريد أن يأتي صديقنا معنا إلى جاربها |
| Evet, rehabilitasyona götüreceğimiz arkadaşımızı ot içerek arıyoruz. | Open Subtitles | نعم نحن نبحث عن صديقنا لإخذه لمركز التأهيل بينما نتشارك في التدخين |
| Sadece yeni arkadaşımızı müdür yardımcısı olarak bazı sorumluluklar hakkında bilgilendiriyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقابل صديقنا الجديدة هنا للتكلم حول البعض من الواجبات كمعاون مدير |
| Sonra bunu insan DNA'sıyla birleştirip buradaki... arkadaşımızı yaratmış. | Open Subtitles | بحمض نووي بسري حيث نما بسرعة ليصبح صديقنا هذا |
| - Bu ukala yavşak ölü arkadaşımızı götürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا السافل المغرور كان يحاول ان يتلوّط على صديقنا المتوفي |
| Ve yanımızda %100 Yahudi olmayan bir arkadaşımızı getirdik. | Open Subtitles | ونرغب أن نخرج صديقنا معنا هو مئة بالمئة ليس يهوديا |
| Bir defasında, ateşli bir kadın arkadaşımızı düzmüştüm. | Open Subtitles | اترى , لقد ذهبت الى هذه المرأة صديقتنا حيث قمت بمضاجعتها فى جانب |
| Don Fernando, lütfen arkadaşımızı bulmamıza yardım et. | Open Subtitles | دون فرناندو أرجوك ساعدنا للعثور على صديقتنا |
| Biz arabanla kısa bir deneme sürüşü yaparken sen arkadaşımızı tanıma fırsatı bulacaksın. | Open Subtitles | بينما نحن سنأخذ السيارة لجولة بسيطة ستكون هذه فرصة جيدة للتعرف على صديقتنا الأخرى |
| Bu, ortak arkadaşımızı mutlu edecek. | Open Subtitles | هذا سيجعل أصدقائنا المشتركين سعداء |
| Sanırım en iyisi, San Fransisco'daki teneke dişli arkadaşımızı aramak. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل أن نتصل بصديقنا ذو الأسنان الحديدية في سان فرانسيسكو |
| Bu şey arkadaşımızı geri getirmek için bizim umudumuz! | Open Subtitles | هذا الفتى الصغير أملنا لإيجاد رفيقنا |
| Yok eğer ıskalayıp, şehri vuracak olursan, bir sürü arkadaşımızı öldürmüş olacaksın. | Open Subtitles | تفقد الهدف, وتصيب المدينة, أنت سوف تقتل الكثير من اصدقائنا |
| Sizinle yeni arkadaşımızı tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقدم لكم أحدث صديقة لنا في يومها الأول |
| Buraya kaybolan bir takım arkadaşımızı bulmaya geldik işlerinize burnumuzu sokmaya değil. | Open Subtitles | , حسنا , نحن هنا لإيجاد زميلنا المفقود ولا نتدخل في عملياتكم |
| - Tamam, harika. Şey, senden bu züppeyle bizim bir arkadaşımızı tanıştırmanı istiyoruz | Open Subtitles | حسنًا، نريدك أن تقدم ذلك الرجل إلى صديق لنا. |
| Ancak, buna ancak arkadaşımızı eski haline getirirsen razı oluruz. | Open Subtitles | على أية حال، سَنُوافقُ على فعل ذلك فقط إذا أعدت صديقَنا إلى حالتِه السابقةِ |