| Ama zavallı annemin arzuları senin için pek bir şey ifade etmiyor herhalde. | Open Subtitles | بالرغم من أنني لا أفترض ان رغبات ماما المسكينة كانت تعني لك الكثير |
| Sapkın arzuları var, ve güçlenecektir çılgın bir virüs gibi yayılacaktır. | Open Subtitles | يمتلك رغبات ملتوية وقوته ستزداد وسوف ينتشر مثل نوع من الفايروس |
| Bu belki şaşırtıcı gelebilir, ama arzuları veya en küçük vatandaşları, bebekleri ve yeni yürüyen çocukları bile dikkate alıyoruz. | TED | وقد يكون مفاجئًا، ولكننا راعينا أيضًا رغبات أصغر مواطنينا الرضّع وصغار الأطفال. |
| Bir pilicin iyi kişiliği; olsa olsa tüm cinsel arzuları... karşılayabilecek taş gibi bir vücut... gerektiğinde bir fahişe gibi arzulu olabilmek... ve en önemlisi boktan ağzını kapalı tutabilmektir. | Open Subtitles | الشخصية الجيدة تتكون من فتاة بجسم جيد والتي تقوم بإشباع كل الرغبات الجنسية من غير أن تكون هائجة جنسيا عن الحد المطلوب |
| İstemediğin düşünceleri ve arzuları aklından çıkarıyor. | Open Subtitles | إنه ينتزع كل الأفكار و الرغبات الغير محبذة |
| İnsanların yaşamı, aşkı ve arzuları şehri ısıttı. | Open Subtitles | الإنسانية تدفّئها بالحياة والمحبّة والرغبة |
| Uzun zamandır efendilerimizin arzuları için yaşayıp, ölüyorduk. | Open Subtitles | لقد عِشنا وخسرنا تحت نزوات أسيادنا لوقتٍ طويل للغاية |
| ...çok basmakalıptı ...bir kadının gerçek arzuları hakkında elle tutulur bir şey ortaya koyamıyordu. | Open Subtitles | الذي كَانَ تافهَ ولا شيء المنزّل عميق حول رغبات إمرأةِ. |
| Vampirlerin aksine, ödüllerini almaktan başka dünyevi arzuları yoktur. | Open Subtitles | على خلاف مصاصى الدماء, هم ليس لهم رغبات دنيوية, لكن يجمعون أنفسهم |
| Lakin bir eşin arzuları daima erkeğiyle aynı doğrultuda olmuyor. | Open Subtitles | ولكن ليست كل رغبات الزوجة تستجاب من الزوج |
| Evet, daha önce hissettiklerinden daha güçlü duyguları ve arzuları var. | Open Subtitles | نعم,لديها شعور,رغبات اكثر من اي شيء قد احسسته قبلا |
| Akılcı düşünen yaratıklarında arzuları vardır. | Open Subtitles | المخلوقات العقلانية ذي تفكير .لا يزال لديها رغبات |
| İçinde yatan arzuları görmeni desteklerim ama en azından seçeneklerine de bir göz at. | Open Subtitles | أعني، أنا كل ل دراسة رغبات أعمق أفكارك، ولكن ما لا يقل عن دراسة الخيارات الخاصة بك أولا. |
| Büyümek seçim yapmak demektir, çocuksu ihtiyaçlarla yetişkin arzuları arasında seçim yaparsın. | Open Subtitles | لقد قمتي بأختيار هذا ما يعنية أن تكبري .. القيام بالأختيارات الأختيار بين أحتياجات الطفولة و رغبات الكبار |
| Zero, kabaran arzuları ve duygularıyla birlikte hareket etmeli. | Open Subtitles | سوية مع اندفاع الرغبات والعواطف زيرو يجب ان يتقدم ال الامام |
| Sadist Seri Katillerin Gizli arzuları'nda keşfedeceğiz. | Open Subtitles | الرغبات السرية للقتلة المتسلسلين الساديين |
| Bir sınıfın veya cemiyetin üyesi değil kendi arzuları, hırsları ve kaderleriyle tanımlanan kişilikler. | Open Subtitles | لسنا أعضاء طائفة أو نقابة لكننا نتميز عن بعضنا في الرغبات و الطموحات و المصائر |
| Kişinin kendi bilinçli zihni ve kendine zarar veren bilinçaltı arzuları arasında bir savaş. | Open Subtitles | بين العقل الواعي والرغبة المدمرة للذات في الوعي الباطن |
| Uzun zamandır efendilerimizin arzuları için yaşayıp, ölüyorduk. | Open Subtitles | لقد عِشنا وخسرنا تحت نزوات أسيادنا لوقتٍ طويل للغاية |
| Ama hayatta öyle bir nokta geliyor ki o an zihin bütün arzuları ve tutkuları yeniyor. | Open Subtitles | لكن تأتي نقطة في الحياة لحظة عندما يعيش مخك أطول من رغباته |
| Teşekkür ederim, baharatlar. arzuları, artık yerine getirildi. | Open Subtitles | . شكراً لكِ ، أيتها التوابل . رغباتهم قد تحققت الآن |
| Ve hiç de bilinçaltımdaki arzuları temsil etmiyor. | Open Subtitles | و هو لا يعكس أبداً رغباتي اللاشعوريّة. |
| Çünkü sonunu hazırlayan arzuları uyandırır. | Open Subtitles | - النصر مثل الهزيمة... إنها استسلام لدوافع التدمير |