| Ve bazı asteroidlerin yörüngesi inanılmaz bir hassaslıkla tahmin edilebilir. | TED | ويمكن التنبؤ بمسارات بعض الكويكبات بدقة متناهية. | 
| asteroidlerin çoğu Mars ile Jüpiter arasında derli toplu bir kuşakta döner. | Open Subtitles | معظم الكويكبات تدور في حزام أنيق بين المريخ والمشترى | 
| asteroidlerin kötü olduğunu düşünebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا التفكير في الكويكبات باعتبارها أشياء سيئة | 
| Eski Apollo 9 astronotu Rusty Schweickart, asteroidlerin zorbalığına boyun eğmeyi reddediyor ve şimdi Dünya'yı bu zararlı kayalara karşı savunmaya gönüllü. | Open Subtitles | ولكن رائد الفضاء السابق شويكارت يرفض يرفض أن يكون التهديد من الكويكبات وهو الآن جاهز للدفاع عن الارض ضد هذه الصخور الضارة | 
| asteroidlerin gezegene dönüşmesini engelleyen onun yerçekimi. | Open Subtitles | جاذبيته هي ما منع الكويكبات من تشكيل كوكب جديد | 
| Hükümetimiz, asteroidlerin dünya için en büyük tahdit olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | حكومتنا ترى الكويكبات أكبر خطر على الأرض | 
| dünyamız, her yıl yörüngemize giren asteroidlerin sürekli saldırısı altında. | Open Subtitles | من الكويكبات التي تدخل مدارنا كل عام | 
| Bu takım, birlikte, 1 km. 'den büyük ve Dünya'da büyük yıkıma sebep olabilecek asteroidlerin %90'nını keşfetti. | TED | المجتمع، مع بعض، اكتشفوا أكثر من 90 بالمئة من الكويكبات أكبر من كيلومتر واحد في الطول -- أجسام قادرة على التدمير الهائل للأرض. | 
| "Küçük Prens kendini asteroidlerin bölgesinde bulmuş. | Open Subtitles | وجد نفسه حي الكويكبات | 
| "Küçük Prens kendini asteroidlerin bölgesinde bulmuş. | Open Subtitles | وجد نفسه حي الكويكبات |