| Aynı zamanda sana protein bar aldım, atıştırmalık bir şeyler istersin belki. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك أيضا أعواد البروتين فقط في حال أردتي وجبة خفيفة |
| atıştırmalık bir şeyler alacağım ama önce onları kara vebayla mı tanıştırsam? | Open Subtitles | سأذهب لأحصل على وجبة خفيفة لكن أولاً أيجب أن أدرج الطاعون الأسود |
| Bu evde atıştırmalık hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا توجد وجبات خفيفة جيدة في هذا المنزل ماذايعنيذلك؟ |
| Kore, Çin, Japon, Batı mutfağı ve gece için atıştırmalık bir şeyler. | Open Subtitles | أطباق كورية , صينية , يابانية , على الطريقة الغربية وجبات خفيفة ليلا |
| Oliver, eğer açsan, çantamda atıştırmalık bir şeyler var, tamam mı? | Open Subtitles | إن جُعتَ يا أوليفر، لديَّ بعض الوجبات الخفيفة في محفظتي، حسناً؟ |
| Hangi atıştırmalık olduğu umurumda değil, benden nasibini alacak. | Open Subtitles | أنا لا أَهتم هي من أي نوع من الوجبات الخفيفة هي سيكون حسابها معي |
| Yarışmacılar için havalı silahla atıştırmalık düşürebilmek için bu engelli koşuyu geçmek zorundalar. | Open Subtitles | يجب على المتسابقين اجتياز الحواجز وثم استعمال مسدس فاصولياء للحصول على وجبة خفيفة |
| Koltuklarımızı da düzelttiğimize göre sanırım bize atıştırmalık bir şeyler verecekler. | Open Subtitles | الآن بما إننا استوينا، أعتقد بأنهم سيقدموا لنا وجبة خفيفة |
| Ekşi, serinletici ve yağsız atıştırmalık. | Open Subtitles | انها وجبة خفيفة لاذعه منعشه وخالية من الدسم |
| - Ne tavrı? Meyve ve peyniri, atıştırmalık olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | انا فقط لا اعتبر الفواكه والجبن وجبة خفيفة مقبولة |
| Eğer tüm sabah elbise bakacağımızı bilseydim, atıştırmalık bir şeyler alırdım. | Open Subtitles | إذا علمتُ أننا سنبحث عن فساتين طيلة اليوم لكنتُ أحضرتُ معي وجبة خفيفة |
| Evet, 9.00 gibi. Ona atıştırmalık bir şeyler götürdüm. | Open Subtitles | نعم حوالي الساعه التاسعة احضرت لها وجبة خفيفة |
| Orası yiyecek içermiyor. Bu yüzden, açsanız, lütfen yanınızda atıştırmalık getirin. | Open Subtitles | هذا المكان لا يتضمن الغداء، لذا أحضروا وجبات خفيفة إذا كنتم تشعرون بالجوع |
| atıştırmalık hafif bir şeylerle sıkıcı görev yapma aşkını da yanında getir. | Open Subtitles | لذلك أحضري وجبات خفيفة و حبّكِ للمهمّات المُمِلة |
| Aklında bulunsun, meyve ve kuru meyve atıştırmalık değildir. | Open Subtitles | للتذكير الفواكه، والفواكه المجفّفة ليست وجبات خفيفة |
| Arka bahçemizde taşralı partisi veriyormuş gibi atıştırmalık sunamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط تمرير الوجبات الخفيفة كالفناء الخلفي لحفلة غناء شعبية |
| atıştırmalık bir şeyler getiriyim sonra odamıza çıkıp ders çalışabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، أنا سأذهب لإحضار بعض الوجبات الخفيفة . و بعدها يمكننا أن نذهب و ندرس في غرفتي |
| Bir şeyler almak için bir yer biliyor musun? atıştırmalık bir şeyler. | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه سيكون مكانٌ لشراء بعض الوجبات الخفيفة أو أي شيء كهذا ؟ |
| Bir çoğunuz eğlencelerde atıştırmalık bir şeyler yapmayı soruyor. | Open Subtitles | راسلنا الكثيرون ويسألون عن كيفية تحضير المقبلات في الحفلات |
| - Sen niye atıştırmalık elmaları almadın? | Open Subtitles | -لماذا لم توضبي تصبيرة التفاح؟ |
| Bugün atıştırmalık ne var? | Open Subtitles | اذن، ماهي الوجبة الخفيفة لليوم؟ |
| Yemek yapıyorum ama şimdilik sadeca atıştırmalık.. | Open Subtitles | ،لقد أعددتُ الغدء ولكن الآن سنتناول المقرمشات فحسب |
| Küçük maymun ana yemekten önce iyi atıştırmalık olur, değil mi? | Open Subtitles | مقبلات من بابون رضيع قبل الوجبة الرئيسية |
| Sana atıştırmalık bir şeyler vereceğiz ama kaçmaya ya da maskelerimizi çıkarmaya çalışma. | Open Subtitles | عاجلآ ليس آجل نحن سنعطيك وجبه خفيفه بعد المدرسه |
| Denerim ama plânında "çöp poşeti" ve "atıştırmalık" sözcüğü geçiyor! | Open Subtitles | يمكن أن أحاول، ولكن خطة لديه الكلمات "كيس القمامة" و "سليم جيم" في ذلك! |