| Bunlar Ateş Ulusu'ndan aldığı kırmızı fıçılar. | Open Subtitles | هذه هي البراميل الحمراء التي أخذها من أمة النار |
| Anlamıyorsunuz. Onlar Ateş Ulusu'ndan. Bana inanmak zorundasınız. | Open Subtitles | أنتما لا تفهمان ، إنهما من أمة النار يجب أن تصدقاني |
| Bizim Ateş Ulusu'ndan olduğumuzu herkesin öğrenmesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين أن يعرف كل المكان أننا من أمة النار |
| Hatta, bu kırmızı halıyı bile Ateş Ulusu'ndan ithal ettim. | Open Subtitles | حتى السجادة الحمراء مستوردة من أمة النار |
| Ateş Ulusu'ndan çok güzel bir kızla evlendiğini ve dünya güzeli iki oğlunun olduğunu yazmış. | Open Subtitles | أنها تقول بأنه تزوج من فتاة جميلة من أمة النار وكان لديه إبنان رائعان |
| İyi, Ateş Ulusu'ndan olsaydı bile zararsız bir sivildi. | Open Subtitles | حسناً! و إن كان من أمة النار فهو مدني غير |
| Planımız, vadiyi Ateş Ulusu'ndan temizlemek. | Open Subtitles | خطتك هي التخلص من أمة النار في الوادي |
| Bu insanlar Ateş Ulusu'ndan kaçıyorlar, değil mi? | Open Subtitles | هؤلاء الناس هربوا من أمة النار, صحيح؟ |
| Ayrıca Ateş Ulusu'ndan saklanmak için en güvenli yerdir. | Open Subtitles | و هي آمن مكان في العالم من أمة النار |
| Dük, bu burasını Ateş Ulusu'ndan alıp eski haline getirmenin bedelidir. | Open Subtitles | إسمع (ديوك), هذا هو ثمن التخلص من أمة النار |
| Şu köşedeki masada oturan kız Ateş Ulusu'ndan olduğumuzu anladı. | Open Subtitles | إنها تعرف أننا من أمة النار |
| - Ateş Ulusu'ndan. | Open Subtitles | إنه من أمة النار ! |