| El Paso'da biri, çıplak olarak kaktüsün üzerine atlamıştı. | Open Subtitles | أحدهم فى إلباسوا خلع كل ملابسة ثم قفز على الصبار |
| Büyük abi beni kurtarmak için suya atlamıştı ama nerdeyse boguluyordu. | Open Subtitles | أخي الكبير قفز إلى الماء لأنقاذي ولكنه أوشك على الغرق |
| Pencereden atlamıştı. | Open Subtitles | لقد قفز من النافذه. والجميع كان يبحث عنه. |
| Kız Moher'in uçurumundan atlamıştı ve rüzgar onu geri getirmişti.. | Open Subtitles | هذه الفتاة قفزت من على منحدرات "موحر "والرياح اعادتها ثانية |
| Norbit birgün dere kenarında çıplak koşuşurken... zehirli bir yılan Norbit'e atlamıştı ve tam kıçından ısırmıştı. | Open Subtitles | وفي احد الايام , عند الجدول ركض نوربت عاري قفزت افعى سامة الى مؤخرة نوربت ولدغته |
| Onu minibüsten attığını düşünmüyorum Bence kendisi atlamıştı. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه قام بإلقائها من العربة أعتقد أنها قفزت منها |
| Vietnam'da bir adam benim için bombanın üzerine atlamıştı. | Open Subtitles | لدي شخص قفز على قنبلة يدوية لحمايتي في "فيتنام"َ |
| Cooper/Westmoreland uçaktan, yanında 5 million dolarla atlamıştı. | Open Subtitles | كوبر) أو (ويستمورلاند) قفز) من الطائرة و معه خمسة ملايين |
| Biri atlamıştı. | Open Subtitles | بأن احدهم قد قفز |
| Ve nihayet bizi görüp suyun içine atlamıştı ve bize doğru yüzmeye başlamıştı. | Open Subtitles | و اخيراً رأتنا و قفزت في الماء وبدأت تسبح بأتجاهنا |
| Çocuğunu düşürene kadar mutfak masasından atlamıştı. | Open Subtitles | قفزت من على طاولة المطبخ حتى وقع الجنين |
| Ona doğru yürüdüm, ama çoktan atlamıştı. | Open Subtitles | كنت فقط متجها نحوها ولكنها قفزت |