| Buraya ilk geldiğim gün... yemek artığı kemikleri attığım için beni dövdü. | Open Subtitles | في أول يوم لي هنا ضربني السيد جوز لانني رميت العظم من العشاء |
| Stüdyonu temizlediğim, fırçalarını yıkadığım için milyonlarca kez özür dilerim tabi bardağını attığım için birde. | Open Subtitles | متأسفة مليون مرة لأنني نظّفت مرسَمَك و نظّفت فرشك و رميت كوبك المفضل |
| Aslında, yo-yo adama attığım zaman kırıldı. | Open Subtitles | في الحقيقة ، اليويو انكسر عندما رميته على الرجل |
| O fırlatıp attığım ayakkabı senin değersiz hayatından daha değerlidir bayım. | Open Subtitles | ذلك الحذاء الذي رميته, يساوي اكثر من حياتك عديمة القيمة يا سيد |
| Seni odanın bir ucuna attığım için ve sana yalancı dediğim için çok özür dilerim. | Open Subtitles | آسفٌ لأنّي رميتك عبر الغرفة ودعوتك بالكاذب |
| Herifi dışarı attığım gibi arka koltuğa geçtim ve içine daldım. | Open Subtitles | القيت بالعداد و قفزت الى المقعد الخلفى وبدأت فىاثارتها. |
| Onun evine adımımı attığım ilk günden beri onun acısını hafifletmek için elimden geleni yaptım hayata değer verip yaşama tutunmasını sağlamaya çalıştım. | Open Subtitles | منذ قدومي إلى هنا كممرضة بذلتُ قصارى جهدي حتَّى لا تسوء حالته حتَّى يحظى بحياة كريمة |
| Taşaklarına tekme attığım için muhtemelen bunu hak ediyorum. | Open Subtitles | انا أستحق على الأرجح لركلك في خصيتاك |
| attığım bir taş sekip,dişimi kırmıştı. | Open Subtitles | رميت طوبه على الحافه ولكنها ارتدت وكسرت اسنانى |
| Tavuğu çimlere attığım zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكر عندما رميت دجاجة على المرجة؟ |
| O zarı attığım zaman bir şey oldu. | Open Subtitles | حصل شيء عندما رميت ذلك النرد |
| Bak, yüzüğünü kaynayan domuz suyuna attığım için özür dilerim. Evet. | Open Subtitles | رميت خاتمك في الماء المغلي |
| O gün attığım ok bu babamın katilini ıskalayan ok. | Open Subtitles | هذا هو السهم الذي رميته ذلك اليوم السهم الذي أخطأ قاتل أبي |
| Annem dönme dolaba binmeme izin vermediği için Serpentine Köprüsü'nden attığım... | Open Subtitles | لون حقيبة والدتي عندمى رميته من فوق جسر الافعوانية |
| Banff, Alberta’da bir peniyi sokağa attığım için benden yolun ortasına yürümem istendiğini hatırlıyorum. | TED | اتذكر انني في احد الايام كنت ابحث في منتصف طريق " بانف " في ولاية ألبرتا عن بنس رميته في الطريق |
| Hayır, seni demiryoluna attığım için benden intikam alıyordun. | Open Subtitles | كلّا، وإنما كنتَ تنتقم مني لأنني رميتك أباب قطار إيل |
| Seni otobüsten attığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أسف رميتك من ألحافلة هذا خطئي |
| Herifi dışarı attığım gibi arka koltuğa geçtim ve içine daldım. | Open Subtitles | القيت بالعداد و قفزت الى المقعد الخلفى وبدأت فىاثارتها. |
| Resimlerine göz attığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أسف انني القيت نظره على رسوماتكِ |
| Onun evine adımımı attığım ilk günden beri onun acısını hafifletmek için elimden geleni yaptım hayata değer verip yaşama tutunmasını sağlamaya çalıştım. | Open Subtitles | منذ قدومي إلى هنا كممرضة بذلتُ قصارى جهدي حتَّى لا تسوء حالته حتَّى يحظى بحياة كريمة |
| - Dün gece hayalarına tekme attığım için çok üzgünüm baba. | Open Subtitles | انا اسفة لركلك اسفل بطنك ليلة امس يا والدي -لا , ليست مشكلة - هذه صديقتي بيكي |