| iyi . unutalım bu projenin avantajlarını düşünelim | Open Subtitles | حسناً دعنا ننسي القاعدة الإنسانية دعنا نأخذ فوائد عمل هذا المشروع |
| Bu parçanın avantajlarını sıralamama gerek olduğunu sanmıyorum. En iyisi kendin izleyip karar ver. | Open Subtitles | لن أسرد لك فوائد هذه الصور يفضل أن تريها بنفسك |
| Bu gücün avantajlarını söyledim mi? | Open Subtitles | هل ذكرت فوائد القوة؟ |
| Mesela insanlara iş birliğinin faydalarını ve toplumun avantajlarını hatırlatmak, varlıklı bireylerin tıpkı yoksul insanlar gibi eşitlikçi olmasını sağlayabilir. | TED | على سبيل المثال تذكير الناس بفوائد التعاون أو مزايا المجتمع، تسبب في أن يكون الأفراد الأثرياء متساوون مثل الناس الفقراء |
| Yani, bu aşağı yukarı balık yetiştirmenin tüm avantajlarını saf dışı bırakıyor, değil mi? | TED | بحيث يزيل مقدار كبير من مزايا استزراع الأسماك، أليس كذلك؟ |
| Kendi öğrencilerimizden birini öğretmen olarak atamanın... avantajlarını hatırlatmama gerek yok. | Open Subtitles | -لا أحتاج أن أذكرك مزايا تعيين -احدى تلميذاتنا كمعلمة |
| - Sana Kemo'nun avantajlarını anlatabilirim. | Open Subtitles | -يمكنني شرح مزايا العلاج بالكيماوي |
| Bayan Chynoweth, evlenmemizin avantajlarını göremediğine göre bu yükümlülüğümden azat edilmemi istemeliyim. | Open Subtitles | وبما أن الآنسة (تشينووث) تبدو معميةً عن مزايا خِطبتنا فأنا مضطر لأن أطلب بأن يتم إعفائي من إلتزامي |