| Ve abileri de polis memuruydu -- bovling oynarken sivri tarafı rahatsız etmesin diye rozetini ayakkabısında taşıyan bir abi. | Open Subtitles | وشقيقهن أيضاً كان ضمن الشرطة شقيقهن يحتفظ بشارته في حذاء الشارع عندما يلعب البولينغ لأنّ الأطراف الحادة تلكزه أثناء اللعب |
| İsteyebileceğimiz en son şey bunun birinin ayakkabısında dışarı çıkması. | Open Subtitles | آخر ما نُريده هو ذلك الشيء يخرج من المختبر في قعر حذاء أحدهم |
| Peki bana davalının ayakkabısında hangi toprak çeşidinin bulunduğunu söyler misiniz? | Open Subtitles | وهلاّ أخبرتني ما نوع التربة الموجودة في قاع حذاء المتهم؟ |
| Cebi olmayan bir kız iki yerinde eşya saklar: ayakkabısında veya sutyeninde. | Open Subtitles | تحتفظ ببعض الأشياء في حذائها أو حمالة صدرها |
| ayakkabısında bir parça tuvalet kağıdı yapışmıştı.. | Open Subtitles | حتي انه علقا بعض من ورق الحمام علي حذائها |
| Ayrıca ayakkabısında bir Franklinia Alatama'nın genetik malzemesi olduğunun kanıtını buldum. | Open Subtitles | يوجد أيضاً دليلاً عن مادة جينية من فرانكلينيا ألاتاماها على حذاءه |
| Benji'nin ayakkabısında bulduğum çilek tohumlarının ve toprağın spektroskopik incelemesini yaptım. | Open Subtitles | اجريت تحليل طيفي على بذور الفراوله والتربه وجدت في التربه الموجوده في حذاء بنجي , هل يمكن ؟ |
| Boş kovan da birinin ayakkabısında. | Open Subtitles | غلاف الرصاصة عالق في خطى حذاء شخص ما |
| Ya da ayakkabısında çitliğinde. | Open Subtitles | نعم، أو في حذاء... أو في مزرعة يستولد وحيد القرن. |
| Dün sabah suç mahallinde Littlefield'ın ayakkabısında bulduğum uyuşturucunun aynısı. | Open Subtitles | التي وجدتها في حذاء (ليتلفيلد) في مسرح الجريمة صباح الأمس. |
| Ama Eva'nın bale ayakkabısında başka bir şey buldum. | Open Subtitles | ولكن لم أجد شيئا آخر على إيفا الباليه حذاء... |
| - Olay Yeri, McCutchin'in kanını Maya'nın ayakkabısında da buldu. | Open Subtitles | -وقد وجدت وحدة مسرح الجريمة بعض دم (ماكتشين) على حذاء (مايا) |
| Cam, Alison Kidman'ın ayakkabısında kan izleri buldu. | Open Subtitles | (كام) وجدت أثار لدم(بارنز) على حذاء (أليسون كيدمان). |
| Micah'nın ayakkabısında bulduğumuzun aynısı. | Open Subtitles | نفس الطلاء الذي وجدناه على حذاء (مايكا). |
| Endrit'in ayakkabısında bulduğumuz kimyasallarla eşleşti mi? | Open Subtitles | هل تطابقت المواد الكيميائية التي وجدناها على حذاء (إندريت)؟ |
| ayakkabısında bulduğum cam kazadan değil. | Open Subtitles | الزجاج الذي وجدتُه في حذائها ليس من الحادث. |
| Geçen seferki kumsal gezimizden kalan kumlar da hala ayakkabısında. | Open Subtitles | والرمل في حذائها |
| ayakkabısında taş vardı. | Open Subtitles | هناك حصى في حذائها |
| ayakkabısında çamur var ama gaz ve fren pedalında yok. | Open Subtitles | هناك وحل على حذاءه. لكني ليس على دواسة البنزين او الفرامل. |
| O kadar yürürdü ki ayakkabısında delikler çıkardı. | Open Subtitles | هو مشى كثيرا . هو أرتدى حذاءه المليئ يالثقوب |
| Muhtemelen sol ayakkabısında yükseklik var. | Open Subtitles | حسناً، القائد لديه عرج، يبدو وكأنّ لديه رافعة في حذاءه الأيسر. |