| Aynı gün aynı şehirde basılmış iki farklı gazete. | Open Subtitles | جريدتان مختلفتان تم تحريرهما اليوم فى نفس المدينة | 
| Yani, sen ve ben ve onun aynı şehirde yaşaması çok tuhaf değil mi? | Open Subtitles | حسناً, انتِ, انا و هي نعيش في نفس المدينة, أليس ذلك غريباً؟ | 
| aynı şehirde faal olmaları inanılmaz derecede nadir bir durum. | Open Subtitles | ومن النادر جدا ان يوجد اثنان منهم يعملون على نفس المدينة | 
| Hayatta olduğunuzu ve aynı şehirde yaşadığımızı öğrendim. | Open Subtitles | عندما أكتشفت أنك على قيد الحياة وكلانا يعيش بنفس المدينة | 
| aynı şehirde olmamıza rağmen uzun bir aradan sonra bir araya gelebildik. | Open Subtitles | نعيش بنفس المدينة ولكن تقابلنا بعد مدة ظويلة | 
| Tiyatro, demokrasinin vazgeçilmez sanat formudur. Bunu, ikisinin de aynı şehirde doğmuş olmasından biliyoruz. | TED | فالمسرح هو النموذج الفني الأساسي للديمقراطية، نعلم ذلك لأنهما ولدا في المدينة نفسها. | 
| Belki, sadece belki aynı şehirde olunca birbirimizi gerçekten arzularız, ta ki birimiz ilgisini kaybedip evlenene kadar. | Open Subtitles | وربما، ربما وحسب أن نُعجب ببعضنا وحسب .. حين نكون في ذات المدينة | 
| Einojuhani Rautavaara ve Jean Sibelius aynı şehirde doğdu, değil mi? | Open Subtitles | -إذا هاوجاني راوتفارا ويوهان سيبيليوس ولدا في نفس البلد ، صحيح؟ | 
| Keşke aynı şehirde kalsak. | Open Subtitles | للأسف أنّنا لا نعيش في المدينة ذاتها. | 
| aynı şehirde yaşamamıza izin olup olmadığına bakılmadan şikâyet edilmemiz kabul edilemez bir durum olurdu. | Open Subtitles | الفكرة أن احدهم سيقرر : أنت أو أنا و سنعيش في نفس المدينة و هذا غير مقبول بالنسبة لي | 
| aynı şehirde yaşamasak ve birbirimizi devamlı görmesek bile sadece ağabey kardeş değiliz, değil mi? | Open Subtitles | على الرغم من أننا لانعيش في نفس المدينة ولا نرى بعضنا طوال الوقت نحن لسنا أخوة فقط أليس كذلك ؟ | 
| Bak, her gün aynı şehirde değiliz, gel dans edelim. | Open Subtitles | حسناً، أنظر، ليس وكأننا كل يوم نتواجد في نفس المدينة معاً، إذا هيا فل نرقص. | 
| O adamla aynı şehirde olduğumuzu fark edince hepimizi öldürürler. | Open Subtitles | و في اللحظة التي تدرك أننّا في نفس المدينة مع من سيتسلم المال | 
| Ona teyzemle annesinin aynı şehirde büyüdüğünü söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرته أن عمتى قد نشأت فى نفس المدينة كأمه ؟ | 
| aynı şehirde iki kadın yürümez. | Open Subtitles | فتاتان في نفس المدينة ببساطة مستحيل | 
| Üzgünüm fakat bizler aynı şehirde yaşıyoruz. | Open Subtitles | أنا آسف ، لكنّنا نعيش في نفس المدينة | 
| aynı şehirde yaşayan farklı dünyaların insanları. | Open Subtitles | - تماما كضحاياهم انهما يعيشان في نفس المدينة ولكن في عالمين مختلفين | 
| Sevgililer Gününde aynı şehirde olduğumuz için çok şanslıyım. | Open Subtitles | هيه أشعر بأني محظوظة نحن بنفس المدينة في يوم الحب | 
| Sonunda uzunca bir süreliğine aynı şehirde olacaktık biz de tüm banyolarda sevişmeye karar verdik. | Open Subtitles | كنا أخبراً سنكون بنفس المدينة لوقت طويل ممتد لذا قررنا ممارسة الجنس بكل حمام أينما كنا | 
| Sevgililer Gününde aynı şehirde olduğumuz için çok şanslıyım. | Open Subtitles | هيه أشعر بأني محظوظة نحن بنفس المدينة في يوم الحب | 
| Yani, eğer aynı şehirde yaşayacaksak, eğer ailelerimiz komşu olacaksa, eğer çocuklarım seninkilerle oynayacaksa... | Open Subtitles | لذلك إذا كنا سنعيش في المدينة نفسها وإذا كانت عائلتانا ستصبحان جيراناً، وإذا كان أولادي سيلعبون مع أولادك .. | 
| Sen, ben, Alexis. Hepimiz aynı şehirde... | Open Subtitles | سنعيش مع (ألكسيس) في المدينة نفسها | 
| Burası bu insanların evi. aynı şehirde yaşıyoruz Olivia. | Open Subtitles | خط البنايات هذا، هؤلاء الناس هم منزلي نحن نعيش في ذات المدينة (اوليفيا)، | 
| Kadınla dünyada yatabilecek iki erkek var ve onlar da aynı şehirde! | Open Subtitles | أعني , أن هناك رجلان في الكوكب قد يذهبا للفراش معها وها نحن في المدينة ذاتها! |